23 ŞUBAT 1917
Rusya’da Şubat Devrimi Başlamıştı.
Başlangıçta kadınlar vardı.
Giderek daha fazla insan yürüyen kadınlara katıldı. Giderek savaşa ve Çara karşı sloganlar yükselmeye başladı.
Ertesi gün 200.000 işçi genel greve gitti.
25 Şubatta Genel Grev.
İşçiler Özyönetim organları olan Sovyetleri, (Şuralar, Meclisler) kurmaya başladı.
Çar göstericilere ateş emri verdi. Onlarca kişi öldü.
Gösteriler artarak devam etti.
Tekrar ateş emrine ise askerler uymadı ve isyan edip halka katıldılar.
Kritik noktaları ele geçirdiler.
İşte o devrim böyle başladı.
İkili bir iktidar oluştu.
Bir yanda Sovyetler, bir yanda eski parlamento (Duma).
*
İşte bu noktada son derece soyut gibi görünen, metodoloji ve teori üzerine yapılmış tartışmaların, nasıl hayati bir anlamı olduğu ortaya çıktı.
Marksizmi mekanik ve ilerlemeci olarak anlayanlar, Rusya’da bir işçi köylü iktidarı için, önce bir kapitalizm aşaması yaşanması gerektiğini düşünüyorlardı ve bu nedenle seçimleri sonra da kurulacak parlamenter sistemi bekliyorlardı.
Lenin İsviçre’de kimsenin tanımadığı bir göçmen mülteci olarak, diyalektik ve Hegel’in Mantığı üzerine çalışmış; esnek diyalektik mantığı içselleştirmişti.
Troçki ise tarih ve sosyolojiden hareketle, geri bir ülkede sosyalist devrim olasılığını öngörmüştü.
Şimdi öngörülen gerçekleşiyordu.
Biri felsefi ve diyalektik mantık kanalından; diğeri tarihsel ve sosyolojik analizle aynı noktaya gelmişlerdi: Geri Rusya’da işçi ve köylüler iktidarı alabilirdi.
Bu da onları iktisadi bakımdan sosyalizm için hazır olmayan bir ülkede sosyalist bir devrim yapmaya zorlayabilirdi.
Bu açmazdan ise, ileri ülkelerin işçilerinin yardımıyla çıkılabilirdi.
Başlamaya cesaret etmek gerekiyordu.
Rosa’nın dediği gibi, onlar buna cesaret ettiler.
*
Düz ve aşamalı bir evrim kavrayışı yerine, evrimin karmaşık ve sıçramalı bir süreç olduğunu; boynuzun kulağı geçebileceğini; çırağın ustayı basabileceğini söyleyen, eşitsiz ve bileşik evrim kavrayışını metodolojik bir kazanım olarak özümleyenler olayların mahşerinde şaşırmadan yollarını bulabildiler.
Bu metodolojik sıçramayı yapanların (Lenin ve Troçki) devrimin öncüleri ve sonra da karşı devrimden sonra o yaratıcı Marksist geleneğin sürdürücüleri olması bir rastlantı değildir.
*
Şubat Devrimi’ni de böyle anmış olalım.
Referandum’da bir #HAYIR, bu süreç içinde savaş ve ekonomik krizin bindirmesi ve kitlelerin radikalleşmesi; yani bir “Şubat devrimi” olasılığı var.
Ama bunun için öylesine hazırlıksız ki sosyalistler.
Kendiliğinden bir patlama ile bu iktidar yıkılsa bile, onu ileriye götürecek bir entelektüel ve teorik hazırlık yok.
Bütün çabamız bir parça olsun bu açığı kapatmaya yönelik.
Anlayana.
Demir Küçükaydın
24 Şubat 201
Bir cevap yazın