Menteşe beyleri yeraltı tersanelerinden
Tuzlu suya açılırken eğri büğrü
Akdeniz çamlarından yapılma tekneleriyle
Katran ve reçine kokan kadın savaşçılar
Deniz kızları gibi
Çifte su verilmiş çelik kılıçların üstünde
İnleyip çoğaltırken gizemli tarihi
Demire, bakıra, tunca, kalaya, altına
Kartala, kurda, tilkiye, çakala
Yedi kat yere ve göğe
Akıncılar salarken şaman
Horasan erenleri Yesevi fermanıyla
Öptüler deryanın dudaklarını
Ne Daphne ve Apollon ne Ares ve Afrodit
Ne de Poseidon duydu ne de su perileri inandı
Denizden gelen Megrili korsan Türkmenlerin
Karya’yı kuşattığına
Zeus satranç oynuyordu bir Moğol nökeriyle
Selçuk Sarayı’ndan haber taşıyordu Hermes
İmparator ve Papa tiksinti ve küçümsemeyle bakıyordu
Mausoleum’un zirvesine bağdaş kurmuş
Ellerini güneşe siper edip ufka bakan paganlara
Ezan okunuyordu Beçin Kalesi’nde
Milas’ın zeytinli dağlarından tar sesi geliyordu
Şovalyeler tüccarları suçluyordu
Tüccarlar gemi ustası Bizans kalıntısı kozmopolitleri
Menteşe Bey Karya’ya tamgasını astığında
Adalarda ve denizin karşısındaki kıtada
Hâlâ sürüyordu bu tartışma
Kadim zamanlarca bu kıyılarda
Çift yüzlü Karya Baltasıyla çözülmüştü her tartışma
Menteşe Bey de tarihin emri üzere
Kullanım kılavuzundaki tarifi
Tek harf sektirmeden uygulayacaktı o baltayla tarihe
Adalarda ve denizin karşısındaki kıtada
Atılan düğümlerin gürültüsünü duyduğunda
Çekik gözlü Türkmen korsanlar
Tamgalarını asıp eğri büğrü
Akdeniz Çamları‘ndan yapılma teknelerine
Halikarnasos Limanı‘ndan nice seferlere çıktılar
Keçi peyniri yerken tar dinlediler güvertede
Kan, ter ve deniz suyu içtiler Akdeniz güneşinde
Kan, ter ve deniz suyu ile yıkanıp kurudular aylarca
Kıbrıs, Rodos, Girit ve Venedik meyhanelerinde demirlediler
Venedik tacirleriyle türlü dalavereler
Rodos Şovalyeleriyle türlü kovalamaca
Ve tokalaşmalar sonrasında
Yaralı bir aşık gibi dönüp geldiler yurdum Karya‘ya
Nice gülüp nice ağladılar asırlık zeytin ağaçlarının altında
Yılan balığı yiyip kımız içtiler belki de günlerce
Gecelerce
FETTAH KÖLELİ
Resim: M.Kasap
Bir cevap yazın