Kusuruma bakıyorum henüz girmediğim bir yaşımdan
İnsan yalnızca kesirlerinden alacaklıdır koşullarına ise borçlu
Zamana bakmak öyle değil mi
Boşa çıkmış umutlar kalmıştır kırışıklarda
Düğme düğme hüzünlere basarak aramışım yüz hertz dalga boyu
mantıksız cigabaytta donmuşum
İsterim ki yaşanmamışlıklar olsun aranan yaşanmışlıklardır bulduğum
Olacaklara bakarım olduğum yerden
Kulaklarıma gördüklerim gelir
Ararım yanlış istasyonlarda
Tadıyazılırken değil söylenirken kaçmış şarkılar yıkardım
Kurumuş pınarları şifalı su içerken
Gelmeyecek bir geleceğe ağlayan güfteler
Pişmanlıklara gebedir istekli şarkılar
Yeniden yaralar eski şarkılar
Müziğe gelir çalgılar
Üflenir yaraya
El değer uzağa
Teller dilenir
Diller tellenir
Makamlı makamlı fotoğraf albümlerinde koşrururlar
Özlem rüzgarları
Hep şimdiki zaman camlarına çarpar
Acı bekletilmez
Sonlu anlar sonu gelmez ağırlığını bırakır müziğe
Hiç geçmeyecek geçmişler
Geri gitmemek üzere gelirler sizinle
Kazancı Bedi neden çiğköftesiz yapamaz
Sarısözen üstad gezer Ali Ekber türkülerinde
Antebin Hamamlarına kuşlar mı konar
önünde boyalı direk olan evler
Baçelerdeki çeşit çınarla
Pop apartmanlara taşındılar
Penceresi cam cama muallimler kalmadı derken
gurbet ellerinde çalınan sazlardan ne haber
Çamurlu yolları kalmayan köyümüzün
Yüksek tepelerinde baz istasyonları
Peki nağmenaz Zeki Mürene ne demeli
Deh deh deyip Düldül nereye gitti
Başka bir şey bilmez mi
Avni Anılla Yusuf Nalkesen
Ayıp etmeyelim şimdi
hüzün onlarsız edemez
Dinlemeli
Dindirmeli
Dilendirmeli
Bir cevap yazın