Bir çünkülük açıklaması vardı isyanımın
Bahsettikçe yağmur camlara tutunacaktı
Bahsettikçe yağmur canlara tutunacaktı…
Bir barksızın verdiği nefesin buğusuna
İsimlerimizi yazacaklardı
Artık kullanılmayan bir alfabenin tozlu harfleri ile
Kimse okuyamayacaktı
Yitip gidecektik çünkü tamlamasız
Kimse bilmeyecekti,
Çoluk diyeceklerdi çocuktan önce
Çünkü bizim öfkemizde bıldırcınlar çıldırmıştı
Küçük küçük eskimiştik kulaktan kulağa
İnce bir söz olmuştuk, duyulması marifet gerektiren.
Desibelsiz biraz çığlığımız vardı da;
Ölmüş şairlerin imgelerini yaşatıyorduk kısır.
Bir veda havası çalıyor gitmeyi seven yerlerimizde,
Yollarla arkadaş olan yerlerimizde.
Birbirimize yolduk,
Birbirimize çığır açıyorduk,
Çünkü biz yolların kullanma kılavuzuyduk.
Biz hiç ağlamadık,
Yaşlarımızı doldurmuştuk gözaltı torbalarımıza
Gerektiğinde çıkarıp saçıyorduk sevinçlerimizin
Yüzüne yüzüne, ortalık yerde,
Uzunca bir süre hummalıca
Çünkü isyan kelimesini bir cümleye giydirmek
Çok zordu da
Gündüzleri yalan söylüyorduk kendimize.
Çünkü yağmurlu havada sigara içmek
Çok zordu da
Gecenin müzmin karanlığına asıyorduk maskemizi
Denize paraleldi içimiz
Coğrafyamız rüzgârı sinemize üflüyordu
Acılarımızın uzayda kapladığı yeri
Ve fotoğrafları şiire bozduruyorduk
Çünkü acılarımız donuk bir anın
Sonsuzluğuna tekabül ediyordu.
24.01.2020
Bir cevap yazın