son söz: yola gelmek zordur
her ayın yorgunluğudur cebinde son üç kuruş
tutup yeni bir yalnızlık alırsın göz ucu
bir ekmek bir sigara belki kediye süt
ezber bir telaşla eve dönüş
sokak hep pazartesi olur saatler on dokuz
evlerden kaldırıma karabiber kokusu
bir çocuk çatalıyla kalbine dokunur
sahi hava akşam olunca mı soğur
ne kadar soğursa o kadar akşam mı olur
vaktiydi köşeyi dönünce bastırır demiştim
ama oldum olası sevmişimdir şu çelimsiz yağmuru
şemsiyemde yeni açmış çiçeklerle ben
nar kırmızı yağıyoruz
söyle bu çoğalmak değilse nedir kuzum
üstelik deli gibi üşüyor belki de grip oluyorum
yine yanımdan geçip gidiyor sana benzeyen adamlar
ama bunların yüzleri yok
dert değil olsa da görmüyorum
ıslanıp eriyor bana benzeyen kadınlar
kör olası bir aynada suretim dağılıyor
sokak başı fısıltılar
kiraz bahane yağmurun hiç alakası yok
hepsini kalbim uyduruyor
aşk sağırdır dudak okur
boşuna konuşuyorum
ahh benim çocuk aklımda ağır başım
bak yine eğik kaldın… azaldın
pes etme kaldır başını…dik dur
geçerken gözlerinden şu eski şehrin
kızma da yorgun ve yenilmiş gibisin
neyin nesidir bu telaş
sabah bıraktığın yerdedir ev dediğin geçmiş
posta kutunda hep aynı hikaye
“ hayat güzeldir” le başlayıp
“değilmiş”le bitmektedir
eşikte kısa şiirler faturalar dergiler
kredi kartı ekstreleri
kıvrılıp şuracığa okusam uzun uzun
ölsem şimdi
şu anda
şuracıkta
benden iyisi yok bilirim
sondan bir önceki söz: yürümek güzeldir ama…
Bir cevap yazın