Penrose merdiveni veya imkansız merdiven, Lionel Penrose ve oğlu Roger Penrose tarafından oluşturulmuştur.
Penrose merdiveni, Penrose üçgeni üzerine yapılan bir varyasyon çalışmadır. Bu nedenle öncelikle Penrose üçgenine bakmak gerekmektedir. İlk olarak İsveçli grafik sanatçısı Oscar Reutersvard tarafından oluşturulan üçgen, bir tribar olan nesnedir. Oscar Reutersvard, uygulanabilir görünen ancak fiziksel olarak inşa edilemez, 3D çizimler alanında öncülük eden bir sanatçıdır.
Penrose üçgeni; katı köşelerinde dik açılarla çiftler halinde bir araya gelen üç düz kirişden yapılmıştır. Bu özelliklerin yapımı, üç boyutlu bir nesne olarak fark edilemez ve ilüzyonel üçgen olarak görünür.
“İmkansız üçgen” için Doğu Perth, Avustralya’da bulunan heykel, Penrose üçgenini güzel şekilde göstermektedir.
Psikiyatrist Lionel Penrose ve matematikçi oğlu Roger Penrose; 1934’de tanımlanan çalışma üzerine eğilerek, fiziksel imkansızlığı ifade eden Penrose merdivenini kurgulamışlardır.
Penrose “imkansızlığın en saf formu” olarak tanımladığı üçgen üzerine çalışarak dörtgen, beşgen, altıgen ve sekizgen de geliştirmişlerdir. Çalışma 1950’lerde giderek popüler hale gelmiş ve birçok sanatçı üzerine kendi çalışmalarında yapmışlardır.
Penrose merdiveni çalışması, Roger Penrose’un, imkansız üçgen üzerine çalışmasını alıp matematik olarak geliştirmesi ile başlamıştır. Tam tanım olarak ise 1959’da Penrose merdivenini ortaya koymuşlardır. Penrose üçgeninin bir türü olan Penrose merdiveni; 4 defa 90 derece dönüş yapan merdivenlerden oluşur. Penrose merdivene tırmanan kişi, merdivenleri sonsuza dek iner ve azsa yukarıya gidemez. Gerçek fiziksel dünyamızda böyle bir merdiven mümkün değildir.
Baba ve oğul Penrose, yazdıkları makalelerinde, “Penrose merdivenini” şu şekilde anlatmışlardır;
“Penrose merdiveni yapısının her parçası iki kat arasındaki merdivenlerde temsil ettiği için kabul edilebilir, fakat merdivenlerin bağlantısının görüntüsü bir bütün olarak tutarsızdır; merdivenler saat yönünde sürekli olarak alçalmaktadırlar.”
Penrose merdiveni gibi kendi çalışmalarını ortaya koyan bir başka “imkansız merdiven” sanatçısı ise Hollandalı Maurits Cornelis Escher’dir. Escher, çalışmalarını Penrose’lar ile yaklaşık aynı zamanlarda yapmıştır. Ayrıca çalışmalarını ve birbirlerine göndererek etkileşim halinde geliştirmişlerdir. Escher, mimar kökenli bir sanatçıdır ve eserlerinde öncü matematiksel çalışmalara imza atmıştır. Eserleri özellikle “sonsuzluk” başta olmak üzere soyut kavramlara can vermiştir. Kendisi yaptığı deniz yolculuğu esnasında, El Hamra ziyareti ile büyük bir dönüşüme uğrayarak daha önceden eserlerini somut kavramlar üzerinde ele alırken, soyut matematiksel fikir manzaraları yapmaya başladı.
Lionel Penrose, imkansız üçgen ve imkansız merdiven için yaptığı taslakları, Escher’e göndererek kendi keşiflerini yapması adına destek olmuştur. Escher; Waterfall (şelale) eserinde aralıksız hareketleri ve Ascending and Descending’te (çıkış ve iniş) keşişlerin bitmeyen yürüyüşünü kullanmıştır. Escher, hiçbir şeyin mantıklı olmadığı ama matematiksel olduğu dünyasını şöyle açıklamıştır; “Kaosa tapıyoruz, çünkü düzen üretmeyi seviyoruz.”
Bir cevap yazın