Düşle düştüm yaşama
Uyandım acıyla düşten yaşama
Çalarken bakıra güneşin rengi
Kemikten sıyrılmış et gibi
Çarptı yüzüme hayat gerçekleri
Kurtuluşum bir gizde gizlenmiş sanki
Dolamışım en güzel sesleri kesik dilime
Kim yasaklayabilir ki asi kelimeleri isyankâr şiirime
Selama durur dizlerim sürgüne giderken Ebuzere
Arkamda geçmiş önümde ölüm
Sırtımda dünya yüküm
Kalıyorum halka dışında başkaldırdıkça
Kapatıyor ışıklarını bana bu dünya
Haber vermiyor pusuları peri kızları da
İnciler dizerim gerdanına sevgilinin
Tutsak olmuş sözlüklerde
Gümüşe bürünmüş sözcüklerim
Altın suskunluğumda saklıdır bildiklerim
Kimine göre elmastan kılıç kuşanmış yorgun savaşçı
Kimine göre gözyaşlarını öpen bir çılgınım
“Yok etmedikçe adına konuşanları
Konuşmayacak bizimle Tanrı”
Sus pus bedii kavramlar
Yitirmiş anlamını tüm kitaplar
Hüküm sürüyor us ‘tan yoksun krallar
Göz kırpıyor güneş aralamış kara bulutları
Mihmandarım iki yıldız aydınlatıyor yollarımı
Aydınlatmalı safir gözlü çocukları
Ağlıyor acıyor ve parlıyor
Kaşların arasında ikiye bölünmüş ay
Dediler içini acıtan bu çığlığı
Doğacak güneşin doğum sancısı say
Eriyor eriyor gün geçtikçe eriyor can
Zamansa çağları öğüten bir çağlayan
Bir cevap yazın