Her daim parlak İstanbul ışıkları,
Gece rüzgârında,
İki yakası bir araya gelmez şairlerin,
Volta attığı ıslak kaldırımlarda.
Bir balıkçı kayığının sarı ampulünden
Lekeli gerdandaki kırmızı yaka iğnesine.
Senin, benim ve palamutların,
Ancak geceliğin ait olduğu bu turuncu,
Her gece duyulur halbuki,
Cennetmekânların Ümit Yaşarlarında.
Ihlamur kokulu sokak lambasından,,
Evde aş yenen masayı aydınlatan lambaya.
Hele de eylül sonu,
Artık hiç basamadığımız sarı yapraklar,
Ve de boş ada vapuru mehtapta,
Yankı yapar susam kırıntılı tahta banklarda.
Kız kulesinden başlar,
Gözlerimde son bulur,
Her daim parlak İstanbul ışıkları.
Bir cevap yazın