Dönüştüğün kansere,
Dövüştüğün bu unsura bir kimlik,
Somutluk,
Bir tarih,
Varoluşsal bir kâğıt,
Uygunsuz, usulsüz, lüzumsuzsun evvelâ,
Bunca karanlık meşguliyetin,
Şu belirsizliği derinleştirmek;
Yoksa hasta olmayan zihnini sözde iyileştirmek mi?
Kalbini, ruhunu, düzensiz hayatını,
Çırılçıplak ortaya seren kelime öbekleri,
Ve ciddiyetin ve fütursuzluğun,
Ve huzursuzluk söz konusu,
Peki ya lafını açmadığın şeyler,
Hani bahsi geçince gözlerini kaçırdığın…
Beynin, dilin ve kalbin arasında bir kördüğüm,
Kendinden oluşan bir çöldesin,
Anlaşılsın, hissedilsin, çözülsün istemiyorsun hiçbir şeyin,
Saklı olmak, yasaklı kalmak,
Hesapsızlıkla savrulmakta değil derdin,
Peki ne için çekerdin bu kaskatı dumanları içine,
Peki ne için yaşardın bu paslanmış hayatı, parlatıp parlatıp.
.
Bu aptal yazılardan kurtul,
Kâğıtları katla, buruştur,
Çöpe at,
Ya da küllüğünde,
Acıların eşliğinde,
Cebelleştiğin sigaranın ateşinde yak!
.
Ciddiyetsizliğimize uzun, kaba, canavar kelimeler,
O ses tonları, o utangaçlıklar,
Yüzsüzlüğümüze bir örtü,
İsimsiz herşey, öyküsüz,
Nedendir epeydir, nedenli kendimizden ürkeriz,
Kuşlara ıslık çal,
Bulutlara iç çek,
Gülü, kokusunu, dokunuşu anımsa,
Ne yapabilirim ki, yarımsan,
Gerçek, gerçektir işte.
Bir cevap yazın