Ben mahlukların en şereflisi
Ben Âdem…
Gördüm.
Kalu Bela’da söz verenleri, ruhların Tanrı ile kavilleşmesini.
Gördüm.
Bir su damlasından, bir kan pıhtısından cana geleni.
Gördüm.
Dişledim isyana iştah kabartan yasak meyveyi.
Gördüm.
Kardeşin kardeşe ettiğini,
kötünün elinde iyinin can verdiğini.
Gördüm.
Sözde, Tanrı’yla güreşip yeneni, yüksek kuleler kurup Tanrı’yı rasat edeni.
Gördüm.
Ihlamur çiçeğini, iğde kokusunu, menekşelerin rengini.
Gördüm.
Göğün mavisini, dalların yeşilini, suların enginini.
Gördüm.
Toprağın başak başak, salkım salkım, doğuran ve doyuran bereketini.
Gördüm.
Tamahkarların hırslarına nasıl yenildiğini.
Gördüm.
Koca dünyanın küçük insanoğluna nasıl dar geldiğini.
Gördüm.
Savaşları, acıları, açları, kurumuş vicdanları, yirmi birinci yüzyılın öksüzlerini, yetimlerini.
Gördüm.
Kıyılara dalga dalga vuran masum çocuk cesetlerini.
Gördüm.
Varsılların yoksulluğunu, nice yoksuzların yolsuz olmamak için varlıklarını hibe edişini.
Gördüm.
Ozanların tarih boyunca bağır çağır gösterdiği gerçekleri, avaz avaz türkülerini.
Gördüm.
Üstü kadar toprağın altını. Bitmez zannedilen nice ömürlerin nihayetini.
Gördüm.
Yaşamın tüm keşmekeşinin bir kuru kavgadan öte gidemeyişini.
Gördüm.
Nice çağların hışmını, hazzını, hızını, insanların bir türlü yetişemeyişini.
Ben mahlukların en şereflisi
Ben Âdem.
Ne kadar desem de “Gördüm.”
Aslını sorarsan oldu olası ben hep biraz kördüm…
Bir cevap yazın