Bu yazıdan “yaşlanma ve önyargılar” arasındaki ilginç ilişkiden bahsedeceğim. Bilimsel çalışmalar, kendini gerçekleştiren kehanet (Pygmalion etkisi) kadar klişelere inanmanın da sağlık üzerine etkilerine işaret ediyor.
Şu bir gerçek ki,
Genellikle yaşlılıkla ilgili klişeler ve önyargılar, açık bir şekilde toplumsal düşence tarzının bir parçası olmuş durumda.
Ancak,
Bilimsel çalışmalar bu önyargıların insanların yaşlılık dönemleri ile ilgili olumsuz algılara neden olduğu kadar,
Aynı zamanda sağlıklarını da etkileyebildiğini gösteriyor.
Peki, o halde yaşlanma ve önyargılar arasındaki bu ilişki nasıl işliyor dersiniz?
Önyargı Örnekleri …
Karşısındakini dinlemeyen erkekler,
Bir yandan arabayı park edemeyen kadınlar,
Bu esnada giyim kuşamı ile cahil olduğunu belli eden insanlar…
Kısacası bir çırpıda sayısız önyargı örnekleri sıralayabiliyoruz,
Hatta, hiç zorlanmadan bu önyargı örnekleri listesini çoğaltmak işten bile değil.
Gerçi…
Ya bu tarz önyargı cümleleri bizi anlatmıyordur,
Ya da önyargılar ile hareket eden grupların içinde değilizdir.
Biz asla insanları ötekileştirmez ve peşin hükümlü davranmayız değil mi?
Nedense bunu hep diğerleri yapar!!!
Önyargılar ve Yaşlılık
Anketlere ya da sokak röportajlarına baktığımızda,
Genç ve orta yaştaki insanlar da yaşlılık ve yaşlanma ile ilgili önyargılara nadiren katılıyorlar.
Öte yandan,
Bilim insanları ise bunun pratikte esasen hiç de öyle olmadığına işaret ediyorlar.
Pygmalion etkisi
Current Directions in Psychological Science & The Journals of Gerontology dergilerinde yayınlanan çalışmalar,
Önyargılar ve onların sağlık üzerine etkilerini bir kere daha gözler önüne seriyor:
Genç yaşta yaşlanmayla ilgili olumsuz görüşlere sahip olan kişilerin,
Hayatlarının ilerleyen dönemlerinde ciddi bir kalp damar hastalığına yakalanma olasılıkları iki kat daha fazladır!!!
Tersine,
Olumlu görüşlere sahip kişiler yaşlılıklarında daha sağlıklı olmakla kalmazlar,
Aynı zamanda yaşlanmaktan korkan ve bu durumun stresini yaşayanlara göre yedi buçuk sene daha fazla yaşarlar!!!
Önyargılar ve Kendini Gerçekleştiren Kehanet (Pygmalion Etkisi )
Peki…
Önyargılar ve klişeler sağlığımıza ve uzun ömürlü olup olmamamıza nasıl bu kadar etki edebiliyorlar?
Öncelikle kendi kendine gerçekleşen beklentilerimizi etkiliyorlar.
“Kendini gerçekleştiren kehanet” ya da “Pygmalion etkisi” olarak da adlandırılan olgu;
Kişinin, bir süre sonra başkalarının (özellikle herhangi bir yanıyla kendinden üstün gördüğü insanların) ona ilişkin beklentilerine denk düşen davranışlar sergilemesi şeklinde açıklanabilir.
önyargılar ve kendini gerçekleştiren kehanet Pygmalion etkisi
Başka bir ifade ile,
Kendini gerçekleştiren kehanet kavramı temel olarak,
İnançlarımızın ve beklentilerimizin davranışlarımız üzerinde güçlü bir etkisi olduğu,
Ve,
Aynı şekilde genellikle önceden inandığımız ve beklediğimiz şeyleri yaşamaya meyilli olduğumuz anlamına gelir.
Özetle,
“Kendini gerçekleştiren kehanet” ya da “Pygmalion Etkisi”, bize pozitif beklentilerin pozitif sonuçlar doğuracağını açıklar.
Mitolojide Pygmalion Etkisi
Pygmalion etkisi, adını Antik Yunan mitolojisinde geçen bir heykeltıraş olan Pygmalion ‘dan alır.
Kıbrıs adasının Paphos şehrinde yaşayan Pygmalion, aşka inanmayan bir sanatçıdır. Ancak, bir gün beyaz mermerden bir kadın heykeli yapmaya başladığında esasen onun hayatının aşkına dönüşeceğinin farkında değildir.
Pygmalion, bir gün “uyuyan aşk” anlamına gelen “Galatea” adını verdiği heykeline aşık oluverir.
Bilfiil her gün heykelinin yanına gidip onuna konuşur, ona dokunur ve aşkını ifade eder
Hatta,
İstisnasız her gece, onun canlandığını hayal ederek uykuya dalarmış.
Bu kadar yoğun ve yüce bir aşka daha fazla kayıtsız kalamayan Afrodit, bir gün Galatea ’ya hayat verir…
Galatea da Pygmalion ’un aşkına cevap verir,
Ve,
Bu mitolojik kavram günümüze kadar Pygmalion Etkisi adıyla gelir.
Pygmalion etkisi
Örneğin,
“Bugün sanırım çok kötü bir gün geçireceğim” düşüncesine kapılan bir kişi isteyerek olmasa da bilinçaltına yerleşen bu düşünce dolayısı ile eylemlerini negatif yönde etkiler ve kötü bir gün geçirir.
Örneğin,
İyi bir hafıza gerektiren bir şeyi aklımızda uzun süre tutamayacağımızı düşündüğümüzde aslında durumu kendi kendimize kötüleştiriyoruz.
Esasen,
Kendini gerçekleştiren kehanet kişinin başına geleceği durumu önceden bilmesinden değil,
Kendi inanç kalıbının sevk ettiği davranışlar neticesinde ortaya çıkması nedeniyledir.
Yerleşik kültürümüzdeki
Aklıma gelen başıma geldi
Bir şeyi kırk kere söylersen olurmuş
Şeytan kulağına kurşun
Güzel düşün, güzel olsun gibi kadim öğretiler içeren cümleler, kendini gerçekleştiren kehaneti anlatan gerçek yaşam örneklerdir.
Önyargılar ve Klişelerin Davranış Kalıbı Üzerine Etkisi
Önyargılarımızın hayatımızı etkileme sebeplerinin ilki kendini gerçekleştiren kehanet (Pygmalion Etkisi) idi…
İkincisi ise klişelerin sağlığımızı ilgilendiren konularda oynadıkları rol…
Bilimsel çalışmalar yaşlanmaya olumsuz bakan kişilerin:
Daha az fiziksel aktivite yaptıklarını
Daha sağlıksız beslendiklerini
Sosyal hayatta diğer kişiler kadar aktif olmadıklarını gösteriyor.
Yaşlılığın her şeyden önce hastalık ve yalnızlık anlamına geldiğine inanan bir kişi için bu anlaşılabilir bir durum.
Öte yandan ilginç bir şekilde,
Yaşlanmaya yönelik basmakalıp düşüncelere sahip bu insanlarda, artan stresten dolayı daha fazla kardiyovasküler hastalık görülüyor.
Önyargılar: Son Söz
önyargılar Kendini gerçekleştiren kehanet Pygmalion etkisi
Öyleyse…
Hal böyleyken herkes, yaşlanmayı tozpembe görmeye çalışmadan,
Kendine ait önyargılar, klişeler ve basmakalıp düşüncelerini gözden geçirmelidir.
Sonuç olarak,
Yaşlanma sadece sayısal bir süreçtir.
Sözün kısası,
Kendi yarattığımız toksik düşüncelerin, sağlığımızı olumsuz etkilemesine izin vermemeliyiz.
Kendi kendimize yarattığımız önyargıları sorgulamak ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları benimsemek daha uzun ve daha sağlıklı bir yaşam sürdürmek için önemlidir.
Unutmayın,
Yaşlanma süreci sayısız deneyimlerin biriktirildiği bir yolculuktur,
Bu hazinenin tadını doya doya çıkarmak gerekir…
Kaynaklar:
Longitudinal findings on aging-related cognitions, control beliefs, and health in later life
Stereotype Embodiment: A Psychosocial Approach to Aging
Bir cevap yazın