Aklınızın kalbinize taşındığı bir hal vardır. Ne öyledir, ne böyle artık…Düalite kalkar bir perde gibi…Ölüm, huzura eştir. Herşey eştir, eşittir…Ne sorgu kalır, ne yargı. Herşey sadece olur. Yürür, nereye gittiğini bilmediğini sanarak gider. İçsel bilişte bildiğini unutarak yürür…Bu halin ne masumu, ne suçlusu, ne dogrusu, ne eğrisi vardır…
Anlaşılacak, anlatılacak hiçbir şey yoktur. Sadece olur ve oluşun içindeki şahittir bu hakikatin sahibi.
İşte bu zamansiz zamanda, hersey dile gelir…Rüzgar konuşur, anlatır…Ormanin tüm hayvanları, bir orkestra eseri sunarcasına çağıldar şafak vaktine…Sessizce konuşan bir kalbin sesi vardır artık…
Ve ağzınla konuşmak, zihninle çabalamak, kalem tutan elinle yazmak… herşey kocaman bir ziyandır, olanın şiire aktığı bu derinde…
Ve kelime susar…Susanın düğünüdür sır…Hakikat sessiz ve derin yürür. Olduğu yerde dursa bile yürür. Bunu sadece kalp aklını birleyen görür ve sadece susar. Bu yolun kalbi vardır. Sadece kalpten kalbe yürür…
Şeb-i Nem
- Şubat. 2023
Bir cevap yazın