bedenim Del!ce ruhumla sevişirken…
şu anki halimi tarife kelime yok,
çok çaresizim o yüzden, anlatamam.
bir yumak harf var boğazımda yutkunamıyorum,
boğazım kuru, aklım yitik, ruhum yitik.
yol kenarında çırılçıplak bir cesedim,
göbek çukuruma çadır kurmak isteyen mülteciler var.
her hayır deyişimde ben,
bir odun daha atılıyor şömineye ve yanıyorum, pervasızca.
nefesim yetmez, ellerimi çekemem sol göğsümden,
yüzüğüm takılır her silişim de safa ile merve arasında ki akan suyu,
boydan boya yırtılır iki göğsümün arası.
sevgilim,
göğüs kafesimden parmaklıklar yaptım sana.
çıkamazsın, uzatma kafanı dışarı, kopartırım.
kıskancım,
nefesin tenimi yalarken ılık ılık,
düşünmek bile meftun eder düşümü.
ellerin de bir el ve o el, el.
aklıma ziyanımsın,
geceme kar,
günüme zararımsın.
mihraca yükselirken kollarında,
bir yudum zemzem ver,
tükür ağzıma…
ooo sen çok şey istiyorsun benden.
ben sadece ellerini istiyorum oysa.
ne nazım gibi bir çift göz,
ne iri elmacık kemikleri,
ne geniş omuzlar dile getirir suskumu.
yalnız, kollarını belime doladığında,
gözlerimin takıldığı iki kürek kemiğinin arasındaki boşluk.
ensenden beline kısrak başı gibi uzanan o uzun yol.
sus,
susmalısın,
konuşmamalısın …
konuşma, büyüsünü bozma hayalimin şu an seninle sevişiyor.
o kadar hafif meşrepsin ki yatak boyu bir milim esnemiyor, aşağıya yukarı.!
kapı kolunda parmak izin kaldı,
bornozunun boynunda kokun
ve dudağımın kenarında son ısırığının diş izleri,
kaçamazsın yakalatacağım seni.
sızım sızım sızladı arım,
arım sızım.
arsızım…
utanmıyorum seni düşlerken ve sana doyarken,
kulağına ‘doymadım’ demeye de utanmıyorum,
bedenim açken.
hele öyle zamanlarım var ki,
hani kanını içsem doymam.
ben sana doyamam.
sorma daha…
anlatamam…
Serap Orhan Karabacak
Bir cevap yazın