Bu kış çetin geçecekti. Anlaşılan isli kış günleriydi kadın bir rüyadan boğazında bir şeyler düğümlenerek kanter içinde içinde uyanmıştı. Neyseki şanslıydı yanıbaşında komidinin üstünde bir bardak su vardı. Bir yudumda içiverdi lakin susuzluğu geçmemişti bir bardak daha içmek için yerinden yavaşça doğruldu. Sabahlığını alarak odadan hızlıca çıktı. Gecenin zifiri karanlığında sokak lambasının aydınlattığı nar ağacıyla göz göze geldi. Dışarıda şiddetli bir rüzgar esiyordu. Rüzgar aklına, gelen belli belirsiz bir şeyin peşinden gider gibi arada yavaşlıyor ağacın dallarını olanca şiddetiyle sarıyordu. Kadın bir müddet narı kalmamış ağaca baktı. Yağmur başlamıştı iri damlalar ağacın yapraklarını ıslatıyordu. Neredeyse üç karanlık kış geçmiş gibiydi ne zaman için bir hüzün kaplasa kadın oturur bir kahve yapardı kendine yalnızlığının en iyi arkadaşıydı. Bu sefer kahve yaparken içini derin bir hüzün kaplamıştı. Gözlerinde buğu sesinde kırgınlık vardı. Kadın anladı camdan dışarı baktı öylece dalgın dalgın, kahvenin taşma sesiyle kendine geldi aniden, sabah olmuştu neredeyse ezan okunmaya başlanmıştı.Mutfaktan çıkarken kocasının portmantoya yastığı paltosuyla göz göze geldi. Bir adım yaklaşırken bir adımda geri çekiliyordu. Cesareti yoktu gerçeklerle yüzleşmeye buram buram parfüm kokusu burnuna çarptı. Ne zamandır? Bu böyleydi bir kaç ay önce mi? Yoksa bir kaç gün önce mi? Ne fark edecekti? Ha birkaç ay önce ha şimdi… Bir şeylerle meşgul olmak zorunda hissediyordu sanki kadın, böylece düşünmeyecekti?Sessizce mutfak masasına tabakları yerleştiriyordu kahvaltıyı hazırlıyordu içeri yarı uykulu giren kocasını farketti “Günaydın “dedi adam. “Günaydın”Mercanı uyandıramadım. Dün gece senin gelmeni beklemek istedi, çok geç yattı. “Göz göze geldiler”Bir şey olmaz okulda kahvaltı veriyorlar demiştin uyusun biraz “dedi adam. Kahvaltıya oturdular kocasına ekmeği uzattı. “Kaç gün öncesinin ekmeği bu karıcım bayat farketmedin mi? Bayat “dedi adam. Kadın durdu, gözleri buğulanarak ve zorla gülümseyerek “Tıpkı hayat gibi “dedi. Adam dalga geçerek hadi ama nereden buluyorsun böyle lafları diyerek ekmek istedi. “Kadın bu akşamda mı? Geç geleceksin dedi”. Adama, Adam olanca ustalığıyla ahh evet bir toplantım var geç saate yazmayın dediğim halde iş çıkışına yazmışlar dedi geçiştirerek kadını. Kadın dışarıda yağan yağmura, sokak lambasının aydınlattığı ağacın ıslak yapraklarına çevirdi bakışlarını “Sana verebileceğim hiçbir şey kalmamış dedi adama”Bana verebileceğin hiçbir şey kalmamış mı? Diye tekrarladı adam. Gözleri yuvarlak masanın üstündeki elma kasesine takıldı. “Bir elma verebilirsin mesela, “diye devam etti gülümseyerek. “Belkide böyle olmalı, sen elmanı yemelisin bende olacaklara bakmalıyım! “diyerek kadın bir hışımda sofradan kalktı. Adam hadi ama böyle ablamı olmayan boş sözleri hiç konuşmasak dedi. Adam, “Konuşmayalım evet. Hiç konuşmayalım. Kim bilir hiç konuşmadan da yaşanır belki “dedi kadın, hiç konuşmadan.
Bir cevap yazın