Selfielik ruhsal sorunmuş
Tebaam a duyurumdur : Bir kadını alın. Dünyayı seven, hayat dolu, pozitif, iyimser bir kadın olsun mümkünse bu.
Sonra onu her gun kırbaçlayın. Her gün. Her hareketinden sonra. Dününde degistiremeyeceği şeyler için. Bugünde sizin onayınızı almadan gitmek istedigi yollar icin. Her gün kırbaçlayın. Bir yerden sonra kolunu kıpırdatmaya bile cesaret edemeyecek ve dünyanın en kötü insanı bu kadar kırbacı hak ettiğine göre kendisini bu zannedecek.
Yetmedi. Onu aşağılayın. Her gün. Organize ve sistematik bir şekilde. Bir yerden sonra kendinin kim oldugunu unutup, sizin yalan aynalarınıza inanacak.
Yetmedi mi. Kendi yöntemlerinin hiçbirinin işe yaramamamasını sağlayın. Gülümsesin, surat asın. Pozitif olsun, işlerini ters götürün. Birinciyi ikinciyi üçüncüyü dördüncüyü beşinciyi görmezden gelir tersliklerin. Ama altıncısında o da stop eder. karamsarlaşır.
Halâ mı yetmedi.. onu yalancılıkla suçlayın. O acayip dürüstken hiçbir şeyine hiçbiriniz inanmıyor ayağına yatın, Onu çaresiz ve yalnız hissettirin.
Ona öyle bir distopya kurun ki karma diyenlere kıçıyla gülsün. Çünkü o ne kadar gülümserse gülümsesin dünya ona geri gülmesin,..
Sonra karamsar, özgüveni yerlerde sürünen, hayattan-insanlardan ve kendinden nefret eden, korkak kadına dönüştürdünüz ya hani onu. Ona deyin ki:
-sen tam bir ruh hastasısın… 🙂
Kırışıklıklar benim derdim değil ( tam da DERDİM)
Bir cevap yazın