…
Sanırım bundan yüz ya da iki yüz yıl öncesiydi. Tam da bu noktada babam bana en kısa yoldan yüzmeyi öğretmişti. O zamanlar henüz çok minik bir çocuktum.
Asırlar geçmesine rağmen daha dün gibi hatırlıyorum. Çakıl taşları arasında oyun oynarken, birden kucağına aldı ve denizin ortasına doğru yürümeye başladı.
O esnada minik kalbim yerinden çıkacak sandım. Epeyce ilerledikten sonra beni minik bir deniz kızı gibi koca dalgaların arasına bıraktı. Koca okyanusun ortasında yavaş yavaş dibe doğru iniyordum.
O sırada bütün hayatım bir film şeridi gibi gözümün önünden geçmeye başladı, gerçi hayatım da en az benim kadar minikti. Sonra, babacığım upuzun kollarıyla, o koca okyanusun derinliklerinden aldı ve tekrar çıkardı beni.
Şimdi oldukça iyi bilirim yüzmeyi, iyi bilmeme rağmen de korkarım biraz denizden…
Uzun, çok uzun yıllar sonra birden kendimi burda ve o hâtıranın içinde buldum. Hayat hiç beklemediğiz sürprizlerle dolu değil mi?
Fotoğraf: Semra Polat
Bir cevap yazın