artık asma tavan mutluluğunda
aşklar arıyorum kendime
ne kadar yapaysa o kadar çok
aklıma asıp dolanmaktan
haykırdığım ışıklar
aklım çıkmıyor yerinden, neyse ki
bir mücahit’i aldım başıma
alıp gidişlerim nedense
çıkışlarım da ondandır
bana kalan
boynu uzun bu akşamın, şevki
kırık saatlerden belli esirgenmiş
zaman denen bu arsız
çalı bitmiş yeşillerden
çırpı çırpı
ay kızılını serdi yüzüme, şimdi
tavan arasında çiftleşme vakti
gün gelirse erkenden beyaz
karalarım şiir gibi geceyi
durdurmadan
günü bozuk çeşmelerin,akar
paslı veda namussuzu
avuçlarımda yosun tutmuş
pasaklı adamın dudakları
aşktan
kandiller yanık sevdama, ahh
saraylar mühürlü dünden
kışı yaza yazı kışa uğurladım
gel baharla açalım
narçiçeği
bir cenaze halısında artık kalabalığım
oysa ölmeye erkendi yüzün
bekleseydin kırılırdı tüm tavan araları
açardı bu saçımda ki papatyalar
meğer , rengini beğenmezmiş saçımın
başımdan kayıp düştüğünde kalbime
anladım .
Bir cevap yazın