– Ben geldim
– Görüyorum
– Bir şey söylemeyecek misin?
– Gittiğin gibi geleceğini söylemiştim
– Onca yolu bunu duymak için gelmedim ben
– Neyi duymak için geldin peki
– Beni sevdiğini duymak için geldim ama sen şimdi inkar edersin sevgini
– Seni sevdiğimi hiç inkar etmedim ben çünkü seni hep sevdim ben o yüzden gittiğin gün yani ben terk
ettiğin gün seni azat ettim artık sen bende bana ait değilsin ve ben bana ait olmayanları bağrıma
basmam. Şimdi seni sevemiyorum ama emin ol başkasınıda sevemiyorum. Öfkem seni sevmeye en
büyük engel. Senin varlığın bir yanardağ patlaması yokluğunsa bir ihtilal hali bende. Yaşadığını bilmek
ve seni görmemek beni daha güçlü ve mutlu kılıyor ya da ben öyle inanmak istiyorum. Her neyse
Özgen bir daha gelme bulamayacaksın çünkü ben bende kayboluyorum .
Dedim ve o an hayatımın en büyük pişmanlığını yaşadım. Ona sarılmak varken bir daha gelme demiştim.
Bunları dinledi ve yüzüme nefret acı ve daha anlayamadığım bir çok duyguyla karışık baktı ve ‘’ sende bana
ait bir şey var ve onu almak için yine geleceğim kendinde kaybolma ‘’ dedi arkasını döndü ve gitti.Saçları da
uzamış be edip beline kadardı. Onu ilk defa görseydim yine aşık olurdum. Edip bana hayatımda ilk defa
acıyarak baktı ve ‘’ umarım gururunla bir ömür mutlu yaşayabilirsin ‘’ dedi odamız iyice duman altı oldu
çayımızda bitti. Çayları tazeledim pencereyi açmak için kalktım. Açma dedi edip neden diye sordum nefes
almak istemiyorum dedi biraz durduk iyice sessizleştik bende yavaşça konuya girdim
– Eee edip sen ne yaptın
– Sevdiğimi söyledim
– Peki arzu ne söyledi
– Hiçbir şey söylemedi önce sonra keşke sevmeseydin dedi
– Sen ne dedin
– Hepimiz öleceğiz dedim
– O ne lan! Niye böyle saçma sapan bir şey söyledin kıza
– Hepimiz ölmeyecek miyiz Tekin ?
– Öleceğiz edip
– Öleceğiz işte oda sevsin istiyorum mutlu ölmek istiyorum ben Tekin zaten mutsuz yaşıyoruz mutlu
ölelim istiyorum.
– Sana daha önce söylemiştim edip tanıdığın birine seni seviyorum demek büyük bir risktir , ya onunla
sevgili olursun yada onunla olan arkadaşlığından da olursun onu tamamen kaybedersin . Sen de
kaybetmişsin edip ve şimdi tüm kağıtları yak eğer gerçekten sevdiysen o kağıtlar ve bu acı seni şair
yapar yalnız yapar mecnun yapar. Neyse bu konu sabaha kadar uzar edip aç bir müzeyyen Senar da
dinleyelim .
Edip taş plağı gramofona yerleştirdikten sonra sallanan sandalyesine oturup geriye doğru yaslandı. Ben sigara
paketlerini buruşturmaya başladım. Oda da bir sandalye bir kanepe vardı televizyon falan yoktu bir de
gramofonu koyduğu küçük boyası kavlamış kahve rengi masa vardı. Isınalım diye koyduğumuz elektrikli ısıtıcı
iyice eskimiş ısıtmıyordu zaten gerekte kalmamıştı sigara dumanıyla dolan oda iyice ısınmıştı . Dışarıda kar
yağmaya başladı. Müzeyyen ablamız karadır kaşların diye ince ince girdi şarkıya ve ben edip’in yüzünde ilk defa
tarifi imkansız bir acı ve çaresizlik gördüm ve sonra dedim ki içimden biz ediple yalnız ve mutsuz öleceğiz.
Bir cevap yazın