Her gece bir kurtuluş
Herkesin bir başka yüzü
Bir başka öyküsü var
Kibrit yakmak için
Rüzgarda sönse de
Artık gülüyor kadın boynu bükük
Bakışlarımızı gezdiriyoruz
Sönmüş güzel uykulardan uyanıp
Renkli atkısını yitirdiğinden
Söz ediyor üzgün gecelerinden
Ortadoğulu bir çocuğun
Geceleri boynunu ısıtacak
Atkısı ulaştırabilirse ona mutlu olacak
Gülümsüyor aydınlanıyor yüzümüz
Yüreğiyle ısıttığında tüm çocukları
O çocuklar o rüzgarlar o umutlar
Onlardan geriye bir esinti kalıyor
Başka birşey kalmıyor bu topraklarda
Ölümden geriye direnenler için
Rüzgarla dolu geceler de güneş yanığı
Tenleriyle ortadoğulu bir halkın
Ben daha acılı daha güzelim gökyüzünden
Diyen çığlıklarıyla
Kolkola geçiyorlar
Unutmuyoruz unutmuyoruz
Bu kanlı topraklarda doğduğumuzu
Birbirimizi ısıtmak için en narin sözcükler seçiyoruz
Dudağımızın kenarına dizilen gece gibi eski acı
Dün Beyazıt meydanı bugün Suruç
Acı hep aynı acı
Beyazıt ya da Suruç da
Ortadoğu sunagında yine genç yine körpe
Ölüler yatıyor boylu boyunca
Her akşam yeniden dirilen sessizlik
Acı çekerek ruh gibi suskun karanlık
Ne zaman aydınlanacak
Daha solgun yüzüyle kaç ana
Cenaze merasimlerinde susacak
Boynu bükük ağlayacak
Sesini yitirerek bir bayram sabahına
Daha korkuyla girecek
Bir imge bir unutulmuşluk olmasın
Eriyen kırlarda ırmaklar olmasın
Bellegimizi kamaştıran bu gülüş
Yurdu için ölen bir kahramanın gülüşü
Ve bu son olsun artık
Mehmet Özgür Ersan 20/07/2015
Bir cevap yazın