“Başkasının düşünde uyanmak…”
Turgut Say
Is all that we see or seem
But a dream within a dream?
Edgar Allan Poe*
Bir başkasının düşünde uyandığımda sersem gibiydim. İlk önce nerede olduğumu kestirememiştim sanki gövdeme bir başka kafayı yerleştirmişlerdi. Elimi ayağımı tanıyamaz haldeydim. Kendi kendime yabancıydım. Kendi içimde gariptim. Sonra yavaş yavaş alışmaya başlayınca anladım başkasının düşünde uyandığımı. Aslında düşünde uyandığım adam çokta yabancısı olduğum biri değildi. Tabii birinin kim olduğu ve nerede oturduğunu bilmek onu tanımaksa! Geçen hafta karşı binaya taşınmış ülkenin önemli bir gazetesinde köşe yazıları çıkan biriydi. Bir vesile ile yıllar önce bir toplantıda tanışmış ayak üstü sohbet etmiştik. Tekrar onu görünce beni hemen hatırlamasına şaşırmıştım. “Bu ne hafıza!” demiştim. Gülümsemekle kalmıştı. Arkasında çok sırları saklayan o gülümsemeyi o anda alçakgönüllüğüne vermiştim.
Mahhelede benden başka onu pek tanıyan yoktu. Tutucu bir semtte oturuyordum ve sol görüşlü gazetelere pek ilgi yoktu buralarda! Onun burayı tercih etmiş olması biraz beni şaşırtmıştı, gerçi kökeni tutucu bir aileden geliyordu ve solculuğu giderek keskinleşen yazarlardandı. Geleni gideni yoktu. Biraz meraklıydım. Tanınmamış bir gazetede takma ad ile yazıyordum ve bir gün onun gibi olmayı düşlüyordum. O yüzden onun düşünde ilk uyandığımdaki şaşkınlığı bir yana bırakırsam çokta yadırgamamıştım bu durumu.
Düşte uyanmayı Ebu Said El-Vaiz ‘ den ta Sigmund Freud ve Carl Gustav Jung’a kadar rüya yorumcuları nasıl yorumlardı bilmem ama ister uyanık belleğin ulaşamadığı bir bilgi olduğunu varsaysınlar ister mitolojik veya dinsel bir boyutu ile durumu ele alsınlar veya halk ağzı ile düşte uyanmak işlerinin hızla yoluna gireceği anlamına gelir diye yorumlasınlar yinede başkasının düşünde uyanmama şüphesiz hiçbiri bir anlam veremezlerdi! Başkasının başarısına ortak mı olacaktım yoksa katkı mı sağlayacaktım yoksa başkasının uyanık belleğinin ulaşamadığı bilgi benim uyuyan belleğimde mi ortaya çıkmıştı? Çok saçma.
Bu olaydan birkaç gün sonra onun dairesinin camında kiralık ilanını görünce şaşırmıştım. Acaba komşularından beklenmeyen bir tepki mi görmüştü? Sanmıyordum. Mahalleli tutucuydu ama bir o kadar da saygılı ve seviyeliydi hele kökeni bizlerden olan bir yazara karşı kabalık yapmak kimsenin aklından bile geçmezdi. Emlakçıya sormuştum. ” Kiracı tutacak gibi oldu sonra vazgeçti üstelik ev sahibi fiyatını biraz da indirmişkken!”. Fevri bir karar vermiş orayı kiralamıştım. Nedenini belki de hiç bir zaman anlayamayacağım hızlı bir karardı bu. Acaba düşünde uyandığım adamın uyanacağı odada mı uyanmak istemiştim? O daireye taşındığım günün ertesi yazdığım yazıyı onunda yazdığı ünlü sol görüşlü o gazeteye gönderecektim. Tepkileri tahminimden daha hızlı ve olumluydu. Beni aralarında görmek istediklerini yazacaklardı.
xxxxx
Bu olaylardan birkaç ay sonra, bir sabah evden çıkarken yıllar önce bir toplantıda bir vesile ile tanışmış olduğumuz biriyle karşılaştım hemen onu tanıyınca şaşırdı ve ” Bu ne hafıza!” dedi. Kendi kendime onu ve düşünde uyandığım o günü hatırlayınca gülümsedim.
(*)-Bir düşün içinde bir düş mü
Bütün gördüğümüz ve göründüğümüz?
Bir cevap yazın