Ünlü Rus Yazarı ve edebiyattaki gerçekçi akımın en tanınmış yazarlarından biri olan Lev Dadidoviç Tolstoy’ un ilk romanı, kısacası ilk eseri olan ‘Gençlik Yılları’; okumaya başlayınca merakla takip edeceğiniz ve kendi yaşamınızdan da parçalar bulacağınız bir eserdir. Yazarın ilk büyük eseri olan bu yapıt; birbirinden ilginç ve sürükleyici olayların anlatıldığı bir romandır. Roman, aristokratik bir ortamda yetişen ve bir çiftlik evinde bir aristokratın oğlu olarak dünyaya gelen bir gencin çocukluk, ergenlik ve gençlik yıllarını, bu yıllarda yaşadığı olayları ve geçirdiği değişimleri, çevresine ve kendisine yönelik eleştirilerini, erdem ve zaaflarını açık, yalın ve sürükleyici bir dille vermektedir. Yazar, eserde kendi hayatından da başka bir isimle dolaylı yoldan bahsetmekte; kendi hayatı, ailesi ve yakın ilişkiler kurduğu kişi ve aileler yoluyla, yaşadığı dönemin ve toplumun genel yapısını, soyluların topluma ve birbirlerine bakışını ve birbirleriyle ve toplumla kurdukları ilişkileri ortaya koymaktadır. Eserde soyluların (aristokratların) yanında yaşayan hizmetkârların ve diğer toplum kesimlerinin de yaşam ve ilişkilerinden bahsedilmektedir. Eserin en önemli yanlarından biri de bir insanın çocukluk, ergenlik ve gençlik yıllarındaki duygu ve düşüncelerini, tepki ve davranışlarını da ortaya koyması ve bu dönemlerdeki hayallerinden içinde yaşadığı toplumsal ortamı ve bu ortamın etkilerini de göz önünde bulundurarak bahsetmesidir. Her insan için geçerli olabilecek ve her insanda bulunabilecek bu tespitler Tolstoy’ un bu ilk romanının sadece yaşadığı dönemle sınırlı kalmayıp, geleceğe ve yarınlara da kalmasını ve her zaman güncelliğini korumasını sağlamıştır.
Tolstoy’un Gençlik Yılları adlı yapıtı; bir aristokrat ailenin küçük oğlu olarak kendi çiftliklerinde yaşayan Nikolay İrtinyev’ in çocukluk anılarıyla başlamaktadır. Küçük Nikolay, çiftliğinde bir soylu çocuğu olarak soylulara verilen özel eğitimden yararlanmakta ve ağabeyi Volodya ile birlikte Karl İvanoviç adında bir Alman eğitimci tarafından yetiştirilmektedir. Bu yıllarda Nikolay yaramaz, saf duygularla hareket eden bir çocuktur. Ağabeyi Volodya ile birlikte yaşarken, onunla birlikte oynayıp şakalaşan, ama kendi dünyasında sürekli bir arayış içinde olan bir çocuktur. Eğitmeni Karl İvanoviç’ e zaman zaman kızsa da onu seven bir çocuktur. Ayrıca ilk çocukluk aşkını da bu dönemde yaşar.
Çocukluğunda yaşadığı ortamdaki soyluların diğer insanlar ve hizmetliler karşısındaki ayrıcalıklarını ve üstünlüklerini eleştirmekte, bazen onlara bu yüzden de kızmaktadır. Eğitmeni Karl İvanoviç ise sade bir yaşam süren, kendini Volodya ve Nikolay’ ın yetiştirilmesine adamış halktan gelen bir Alman Eğitmendir. Karl İvanoviç, çocuklara küçükken anlattığı hikâyelerle ve kendi yaşam öyküsüyle onları; özellikle Nikolay’ı etkilemiş bir insandır. Bu sıradan kişi, Napolyon Savaşları sırasında yaşadıklarını ve gençlik yıllarında çektiği iş ve yoksulluk sıkıntılarını abartısız bir dille ortaya koymuştur. Böylece halk için ve sıradan insanlar için yaşamın nasıl mücadele etmeyi gerektiren bir unsur olduğunu, savaşın halk için ne büyük sıkıntı ve felaketler getirdiğini ortaya koymuş; bu yönüyle de romanın kahramanı olan Nikolay üzerinde etkili olmuştur. Nikolay’ ın babası ise bir büyük toprak sahibi ve soylu olarak sahip olduğu çiftliği yöneten; ama üretime katılmayan, sadece karar verip, üretimden en büyük payı alan bir soyludur. Bu durum günümüzün çok zengin, servet sahibi kişilerine benzemektedir. Ancak onlardan farkı kendisinin servetini, toprağa ve bu toprak üzerindeki üretim ilişkilerine dayanan aristokratik ayrıcalıklara borçlu olmasıdır. Bir soylu olarak mülk sahibi olmaya, yabancı dil bilmeye, sosyete içinde yer almaya, iyi dans edip eğlenmeye ve iyi giyinmeye önem vermekte bu yönüyle günümüzün zengin ve varlıklı ailelerini ve zenginlerini de hatırlatmaktadır. Bunun yanında müzikle uğraşmaktan da hoşlanmaktadır. Bir diğer özelliği ise kumara olan düşkünlüğüdür. Kumar onun macera dolu yanını, monoton ve sıradan bir hayatın dışına çıkmak arzusunu ve kazanma isteğini ve hırsını yansıtmaktadır. Bunun yanında zaman zaman yaptığı çapkınlıklar da bu macera isteğinin ve yaşamın tadını çıkarma arzusunun bir göstergesidir. Annesi ise daha çok aile ilişkilerine, çocuklarına ve onların iyi yetişmelerine önem veren, fedakâr ve sevgi dolu bir insandır. En önemli yanı ise içten bir gülümsemeye sahip olmasıdır. Bu içten gülümseme, onun nazik, sevgi ve iyiliklerinde samimi olduğunu göstermektedir. Ancak aşırı hassas bir insan olması bazen sağlığının çabuk bozulmasına neden olmaktadır.
Nikolay’ ın çocukluk yılları bu şekilde devam eder. Ancak günün birinde çok sevdiği annesi ölünce babasının kararı ve büyükannesinin isteğiyle ağabeyi ve eğitmeniyle birlikte büyükannesinin yanına Moskova’ ya taşınır. Çocukluktan ergenliğe burada geçmeye başlar. Bu esnada eski eğitimcisi Karl İvanoviç’ in yerini Fransız asıllı St. Jerome alır. Ancak St. Jerome’ nin kendini beğenmiş ve kibirli biri olarak gören Nikolay ondan pek hoşlanmaz ve ona tepki duyar. Çünkü St.Jerome Karl İvanoviç gibi özverili ve sevgi dolu bir insan değildir. Karşısındakiyle yeterli duygusal iletişim kurmayıp sadece işini iyi yapıp, iyi gelir elde edip, rahat yaşamaya bakar. Çocuklarla Karl İvanoviç kadar ilgilenmez. Kısacası Karl İvanoviç’ e göre yabancılaşmış ve yabancılaştırıcı birisidir. Nikolay yabancılaşmanın ilk etkisini onunla olan ilişkisinde yaşar. Bu dönemin en önemli özelliği ise Nikolay’ın bir soylu olarak ayrıcalıklarının ve üstünlüklerinin farkına varması ve bunları savunmaya başlamasıdır. Ancak aynı dönemde kendi kendisini de yargılamaya başlayacaktır; ama asıl amacı iyi ve beğenilen bir soylu olmaya çalışmaktır. Bu dönemde ağabeyi Volodya’ yla arasında belli bir rekabet ve gerilim de olacak, ağabeyi artık kendi arkadaş çevresiyle ilişkilerini geliştirerek kendine ayrı yeni bir ortam oluşturacak ve daha özgür yaşamaya başlayacaktır. Çünkü ağabeyi Volodya sınavlarını başarıyla vererek üniversiteye girmeye hak kazanmış ve üniversitede okumaya başlamıştır. Bu yüzden Nikolay hem ona imrenmekte, hem de onu kıskanmaktadır. Bu dönemde yeni aşklar yaşamakta ve kadınlar karşısında çelişik duygulara sahip olmaktadır. Bir yanda onlara ilgi duyup değer vermekte; diğer yandan da onları değersiz bulmaya başlamaktadır. Bunun nedeni onları güvenilmez bulması, yeterince samimi olmadıklarına ve boş şeylerle uğraştıklarına inanmasıdır.
Sonunda Nikolay’ da üniversite sınavlarına hazırlanıp sınavlarını başarıyla vererek üniversiteye gitmeye hak kazanır. Böylece hem ailesinin ve yaşadığı çevrenin gözünde değeri artar; hem de daha özgür ve rahat bir yaşama kavuşur. Artık o da ağabeyinin yararlandığı şeylerden yararlanmaya başlar. Bu arada yeni insanlarla tanışır ve ağabeyinin arkadaşlarıyla da yakın ilişkiye girer. Bu yıllarda girdiği ilişkiler onu daha derinden etkiler; çünkü yaşamı ve yaşamdaki etkinlikleri daha derinden sorgulamaktadır. Ağabeyinin arkadaşları arasında kendisini en çok etkileyen Nehludov’ dur. Çünkü Nehludov onu daha çok ciddiye almış ve ona daha çok değer vermiştir. Ayrıca onu, daha derin düşünüp yargılayan, düşünsel etkinliklere daha fazla önem veren biri olarak görmektedir. Buna karşılık ağabeyinin Dimitri gibi diğer arkadaşları bu kadar derin konulara girmeyip yüzeysel şeylerle uğraşırlar. Bu yüzden onlarla bu kadar ilgilenmez. Üniversite yıllarında Nikolay, Operov, Zuhin gibi kendi yaşıtı yeni arkadaşlarla da tanışır. Fakat bunlarla baştan fazla ilgilenmez, hatta onları küçük görür. Çünkü onları bir soylunun sahip olduğu niteliklere ve özelliklere sahip bir kişi olarak görmez. Ayrıca bu dönemde de Nikolay, baştan göze çarpan, herkesi etkileyip, herkesi kendine hayran bırakan bir insan ( Fransızca comme il fault) olmaya çalışır. Ağabeyinin ve çevresindeki birçok kişinin böyle olduğunu düşünür. Bu düşüncesinde ağabeyi Volodya’ ya ve ona duyulan ilgiye duyduğu imrenme ve kıskançlığın da büyük bir rolü vardır. Bu yüzden partilere ve eğlenceler katılır, sosyetenin içinde görülür ve kendisinin soylu bir prensle yemek yiyip konuştuğunu ve onun akrabası olduğunu sıkça söyler. Ancak bu tutum ve sözleri istediği etkiyi yapmaz. Soylularla fazla ilişkisi olmayan ve kendileri de soylulardan uzak olan Zuhin gibi kişiler bunu gereksiz, saçma ve itici bulurlar. Soylular ve sosyetede yer alanlar ise bütün bu faaliyetleri yetersiz bulup, bu konuda söylediği bazı yalanları ve abartmaları da anlarlar. Bu sırada sosyetenin toplantılarında rastladığı bazı önemli kişilerle konuşurken fazla açık sözlü ve dikkatsiz davrandığı için istediği ilgiyi göremez. Bu arada üniversitedeki derslerini de ihmal edip derslere sık girmez ve bu yüzden de derslerden geri kalır. Sonunda küçümsediği arkadaşları Operov ve Zuhin’ in de içinde bulunduğu grupla çalışıp, onların ders notlarından yararlanmaya çalışarak aradaki farkı kapatmaya çalışır; ama sınavlarda başarılı olamaz. Bu başarısızlık nedeniyle bir üst sınıfa geçemez ve yaşadığı çevre ve ailesine karşı utanç içinde kalır. Bu da onun kendisini ve kendi davranışlarını yeniden yargılaması ve kendisine daha köklü eleştiriler getirmesi sonucunu doğurur. Doğuştan kazanılan unvanların ve ayrıcalıkların, sosyete içinde yükselmenin, bilgiye ve emeğe dayanmayan bir takım faaliyetlerle başkalarından daha üstün görünmenin yani gösteriş yapmanın gerçek bir değerinin olmadığını anlar. Bu arada soylu ve zengin olmadığı, soyluların sahip olduğu imkânlara ve bazı yeteneklere sahip olmadıkları için küçümseyerek baktığı insanlarla olan çalışmaları ve toplantıları sırasında onların aralarındaki ilişkilerin daha samimi, daha gerçek olduğunu ve aralarında güçlü bir dayanışmanın olduğunu görür. Bunun sonucunda hem hayatına yeni bir düzen vermek; hem de yaşadığı utançtan kurtulmak için Kafkasya’ ya Süvari alaylarına kaydolmak, ya da yeni bir üniversiteye gitmek ister ve roman da burada biter.
Sonuç olarak “Gençlik Yılları”, Tolstoy’ un kişilik çözümlemelerine girdiği, insanların birbirleriyle çelişen ve zaman içinde değişen duygu ve düşüncelerini ortaya koyduğu, toplumdaki bireylerle onların ait oldukları toplumsal sınıflar ve bunların kültürleri arasındaki yakın ilişkileri tespit ettiği, insanların ancak kendileri de dâhil hayata eleştirel ve köklü bir açıdan baktıklarında gerçek erdem ve doğruluk yolunda ilerleyebileceklerini ortaya koyan ilk yapıtıdır. Bu yapıt, aynı zamanda onun diğer eserlerinde de izleyeceği yolu göstermekte ve içeriği bakımından günümüzde de güncelliğini koruduğu için özenle okunması gereken bir eserdir. Gençlik Yılları, sahip olduğu özellikleri bakımından edebiyattaki gerçekçi akımın izlerini taşıdığı gibi; Rus Gerçekçi Akımı’nın diğer yapıtlarıyla da benzer özellikleri olan bir eserdir.
GENÇLİK YILLARI
YAZARI: LEV DAVİDOVİÇ TOLSTOY
ÇEVİREN: MAZLUM BEYHAN
İLKKAYNAK KÜLTÜR VE SANAT ÜRÜNLERİ
KLASİK DİZİ: 6
SERHAT ÇAKIN.
Bir cevap yazın