ne zaman seni hatırlasam
bir ‘kırmızı pazartesi’de deşilir
bağırsakları nasar’ın ve
ıslak gagalı akbabalar
vefanın ulaşmadığı kuytularda…
seninkilerle bitişmeyen korkularım
artık toz içinde yaradır…
ne zaman seni hatırlasam
susar
kuru güllerle örttüğüm veda…
susar şeyh bedreddin
serez çarşısında vakitsiz yağmurlar ve
sükûta direnen hayallerim…
mağrip’te
yılanın dansı başlar usulca…
tibetli keşişler bakar yaslı yüzleriyle…
iyot kokulu akşamlara kan bulaşır…
istanbul, beyrut, isfahan
kötü kokular yayılır
içimde taşıdığım şehir kadavralarından…
haritayı yırt çocuk
tutkularım tehlikeli bilesin
zira ancak
nesf-i cihandan varılır kaşmirine teninin…
bir imtihan bu
dayanırsan
rüzgar
kalay saçlarımda saklar
çocuk gülüşümdeki yaraları…
kanlı pazarlar için rahmet yağar gökyüzünden
ve belki
akheron’a akarken
durulur sular…
Josef Kılçıksız, 12.08.2016, Paris
Bir cevap yazın