Içinden Istanbul akan bir nehirdeyim
Duyulmuyor martı sesleri
Bahçeler taşınırken teraslara
Kaldırımlardan siliniyor ayak izleri
Duman kapladı gök yüzünü duman
Ne zaman yere inecek nuhun gemileri
Gökdelenler üstünde köksüz ağaçlar
Dalını arıyor göçmen kuşları
Rayların üstünden geçiyor zaman
Zembereği boşalmış gibi köstekli saatlerin
Güneşi görmeyen pusulamla yeniden
Istanbulu arıyorum yedi kat altında yerin
Şimdi yunusların zamanıdır oysa
Sandallar akmalı boğazın sularından
Kovaları istavrit dolmalı oltacıların
Şarkılar duyulmalı Galatadan, Üsküdardan
Bırakın Avrupa bir yanda kalsın bir yanda Asya
Istanbulu bulun bana Istanbulu sizin olsun Avrasya
Bir cevap yazın