Yol düşüncesi ne kadar ayrı herşeyden. Duygusuzluktan ayrı. Sonra politikadan. Çirkinliklerden ayrı. Umut dolu. Her ne kadar hüzün kuşları uçuşsa da kaldırımlarda, ağaç dallarında… Güneş okşuyor saçlarımı. Yağmurlu günleri sevmem diyorum ya hep. Bir daha güneş açmayacağının korkusu bu. Eskimiş hanelerin yıkıntısı, çatlamış dudaklarıma benziyor. Geçtiğim yollar mı beni bu denli hüzünlü yapan? Yoksa yüreğimin dayanılmaz ağırlığı mı vuruyor yollara. Yollardaki yalnız ağaçlar değil sadece beni hüzünlendiren! Sevgi yoksulu insanlar. Güneşin yeniden doğacağı düşüncesini bile engellemeye çalışıyorlar. Korktuklarını biliyorum. Öldürdükleri küçük bedenlerin gözlerinden korktukları gibi güneşten de korkuyorlar. Bense haykırıyorum her fırsatta. Kar örtmez kirli düşüncelerinizi! Yol uzaklaştırır insanı çirkinliklerden, unutturmaz hiçbir şeyi… Sevdanın, emeğin, kederin yorgunluğudur yol.Yaşamın satır arasına virgül koymaktır. Duadır yol. Meraktır geleceğe.
Tahta direkler var yollarda. Kökleri ve dostları yok onları ısıtacak. Ağacın bünyesinden, ağaca sığınan ona benzemeye çalışan tahta direkler. Ne hazin hikaye. Yola düştüğüm an hayatı sorgulamaya, ağaçları yalnızlıktan kurtarmaya çalışırım. Onlara sahip olduğumuz en güzel şeyi sevgimizi vermeye çalışırım. Sanki onlara elim değse ülke bambaşka bir yer olacak! Ağaçlara ve tahta direklere sevgimizi versek her şey düzelecek sanki. Güneşin açması için dua etmemize gerek kalmayacak. Çocuklar masal okuyarak uyutacak büyükleri. Masalın varlığına inandıracak yüreklerini. O günden sonra kimse kahve falları bakmayacak. Kimse valizlerle terk etmeyecek şehrini. Zaten yol bi arayışsa, sırt çantası yeterli olacaktır. Bir yerlerde varlığına inandığın dostlarını bulmak için çıkacaksın yola. Yeni insanlar tanımak, yeni masallar dinlemek, yeni aşklar bulmak için. Basmakalıp sözleri çıkaracağız hayatımızdan, yeni bir lisan olacak biz farkında olmadan. Ülkenin dört bir yanını demiryolları kaplayacak. Yol gibi ağır aksak geçecek anılar yanımızdan… Ben hayatın anlamını yollarda kavradım. Gündüz yolculuklarını severim ben. Güneşi hissetmeliyim bedenimde. Umutla bakmalıyım gökyüzüne. Kuşların dansıyla kulağımdaki müzik ritim tutmalı. Gündüz yolculuklarını severim ben. Çünkü gece gözümün değip durduğu yer, kendi gözlerimdir. Her otobüsten ve trenden inişte aynı his. Yeni, yeni bir yol düşüncesi izler beni.
Bir cevap yazın