Günlük rutinler…
Gece yat, sabah kalk, kahvaltı yap, işe veya okula git, eve gel, yemek ye, tekrar yat.
Bu günlük rutinler kimi zaman insanı adeta depresyona bile sürükleyebiliyor. İnsanoğlu işte ! Tek düze bir yaşamdan ne kadar da çabuk sıkılıyor ve devamlı yine tek düzelik içerisinde birilerine hayatının ne kadar da monoton olduğundan bahsediyor. Aslında baktığımızda bu da bir nevi monotonluk oluyor; devamlı gerçekleştirildiği için. Mesela devamlı konuşmamız, devamlı şehirlerarası ve yahut yurt dışı seyahatlerine gitmemiz, bir şairin devamlı şiirler yazması… Bu örnekleri de olabildiğince çoğaltabiliriz. Diğerlerinin hayatı bir diğerine daha hareketli geliyor. Bu düzenin böyle olması da bir tek düzelik.
Mesela bir ev hanımını ele alalım. Ev hanımları devamlı ev içerisinde temizlik, bulaşık, çamaşır, çocuklar derken haftanın yedi günü bir monotonluk maratonu içerisinde olduğundan ve hiç sosyal aktivitesi olmadığından bahsederken bile bunu bir komşusunda beş çayı sırasında poğaçasından ikinci ısırığını alıp, çatalını patates salatasına batırırken bu şikayet durumunu bir komşu evinde gerçekleştiriyordur. Ev hanımlari sosyallik tanımını çok farklı boyutlarda hayal ediyorlar. Mesela onlara göre iş hayatı monotonluktan çıkmak için bir aktivitedir. Fakat bu bağlamda düşündüğümüzde çalışan bir bayan içinde hergün işe gidip gelmek bir monotonluk oluyor. O da beş çayına gitmeyi sosyallik ve yahut değişiklik olarak görüyor. Buradan da anlaşıldığı üzere herkes yaşamından şikayetçi. Herkes kendini bir diğeri ile kıyasladığı için böyle düşünceler ortaya çıkıyor da olabilir.
Fakat, bana soracak olursanız bu monotonluk durumu yaşayan bir canlı için hayatın ne kadar da düzenli ve yerli yerinde gittiğinin göstergesidir. Elbette değişiklikler gerekir ama bu devamlı şikayet durumu da monotonluğa dönüşüyor. Kimse bunun da farkında değil. Buna kısır döngü de diyebiliriz.
Diyeceğim o ki, bu monotonluk durumu hayatınızın düzeni konusunda size yeşil bir ışık yakıyor. Kim ister bu monotonluk diye adlandırdığımız düzende eşinden ayrılarak bu monotonluğa hareketlilik getirmeyi ? Bırakın her gün eşiniz ile sarılarak uyuyun. Devamlı aynı şeyleri yapıyoruz diye birbirinden soğumak, kopmak yerine tam tersi sevinmelisiniz; hayatım düzenli diye. Hareketlilik, farklılık mı istiyorsunuz ? Mesela her sabah kahvaltı da çayınızı ince belli de içmek yerine koca bir kupa da için. Tereyağ sevmiyorsanız bir değişiklik yapın ve o sabah ekmeğinize tereyağ sürün. Bu ufak farklılıklar ile göreceksiniz monotonluk diye adlandırdığınız hayatınızın size nasıl da güzel görüneceğini. Büyük değişiklikler ise zaten bu küçük değişiklikler ile mutlu olmakta saklıdır. Şikayet edeceğinize birşeyler yapın. Mesela her sabah işe giden bir bayansanız ve her gün arabanız ile gidiyorsanız bu sabah metro ve yahut otobüsü kullanın ya da tam tersini gerçekleştirin. Şikayet ederken bile monotonluk maratonundasınız farkında olun ama şunu da unutmayın ki çok fazla hareketli yaşamlar daha çok mutluluk getirmez hiçbir zaman. Monotonluğu şikayet ederek değil, gülerek hareketlendirin. Gülmek en güzel hareketlilik. Haydi, monotonluğunuza bir tebessüm bırakın !
Bir cevap yazın