Küllenmiş bir kor iken ocakta ,
Uçup da gidiverdi,
Unutulmuş kapı aralığından,
Kuvvetlenen, esen hoyrat bir rüzgarın,
Kapılıp, ardınca…
Düştü sonradan, bir yerlere,
Orada alev alev,
Dalga dalga yayılıp,
Ama hep kırmızıya keserek,
Dağı, ovayı, tüm yamacı,
Kımıl kımıl hareketlenen,
Kurdu, böceği önüne katarak,
insafsızca, sararak olgun başakları,
Yakıyor, kavuruyor tuttuğu herşeyi,
Hiç yaklaşılmıyorki yanına,
Dokunsa insan,
Tıpki bir pervane gibi,
Atsa kendini o ateşe.
Ayhan AKDENİZ
22/05/2017
Bir cevap yazın