Yolcu!
Bilirsin, uzakları yakın eden umuttur.
Kulağında, yeni doğan bir ses işitmeden çıkarsın bu yola
Göğüs boşluğundan gözlerine damar damar çizilir anılar
Geliyor …
En uzun kış geliyor, derdi
Boğuk, yakıcı o ses.
Başlangıç
Başlangıç, ya o ilk insanın doğusunda kaldıysa?
Doğular ki hiç yetişemeden batılara, solan çocuk gözlerindeki doğular. ..
Diyardan diyara soğuk demirden evler içinde, kan çanağı gözler
‘’Yak bir cıgara hemşerim, yolumuz uzun’’ diyenler .
Şehir göbeğinde bir kadın ,ötesinde ölüm bekleyen yalın ayak bir kadın
Kurnaz kahkahalar içinde habersizce son parasını umuda yatıran mülteci
Her yer telaş, her yer buram buram umuttu
Adi olan sanı olmayan …
Coğrafyalar uzaktı ama yakındı insanlık bütün günahıyla
Ve çoktan üflenmişti serüvenlerin başlangıcı .
Her mekanın, her durağın, her umudun bir adı vardı
Verilmişti tepeden tırnağa roller .
Yolcu!
En uzun kış geliyor…
Bir yaraya merhem olamayacak çırpınışların değerlidir
Bu yüzdendir hala söylenmemiş sözlerin beyhudeliği .
Ağır bir pas kokuyor ellerin, ilk tanrının miğferini tutmuşçasına
Açılmıyor, kenetlenmiş parmakların
Bir çocuğun başını okşamayı unutmuş belki de .
Su ister, ekmek ister her gündüzün geceye doyuşu
Ve bir de zamandan soluk bir resim ister.
Sonunda kavuşmak midir umut ?
Kararan tünellerden derin boğazlara inen madenciler var mıdır halen ?
Bir devir kapanmıştı oysa son gidenlerden beri
Ve geri dönmeyen niceleri olsaydılar
Belki ısıtırlardı yüreğini .
Yolcu!
Kavgan büyük ,sevdan büyük
Elbet büyük olacaktı umudun
Ama soğuk şehirler yolcu .
Yolcu !
Kesici, boğuk ve uzun.
Bilirsin, uzakları yakın eden umuttur.
Kulağında, yeni doğan bir ses işitmeden çıkarsın bu yola
Göğüs boşluğundan gözlerine damar damar çizilir anılar
Geliyor …
En uzun kış geliyor, derdi
Boğuk, yakıcı o ses.
Başlangıç
Başlangıç, ya o ilk insanın doğusunda kaldıysa?
Doğular ki hiç yetişemeden batılara, solan çocuk gözlerindeki doğular. ..
Diyardan diyara soğuk demirden evler içinde, kan çanağı gözler
‘’Yak bir cıgara hemşerim, yolumuz uzun’’ diyenler .
Şehir göbeğinde bir kadın ,ötesinde ölüm bekleyen yalın ayak bir kadın
Kurnaz kahkahalar içinde habersizce son parasını umuda yatıran mülteci
Her yer telaş, her yer buram buram umuttu
Adi olan sanı olmayan …
Coğrafyalar uzaktı ama yakındı insanlık bütün günahıyla
Ve çoktan üflenmişti serüvenlerin başlangıcı .
Her mekanın, her durağın, her umudun bir adı vardı
Verilmişti tepeden tırnağa roller .
Yolcu!
En uzun kış geliyor…
Bir yaraya merhem olamayacak çırpınışların değerlidir
Bu yüzdendir hala söylenmemiş sözlerin beyhudeliği .
Ağır bir pas kokuyor ellerin, ilk tanrının miğferini tutmuşçasına
Açılmıyor, kenetlenmiş parmakların
Bir çocuğun başını okşamayı unutmuş belki de .
Su ister, ekmek ister her gündüzün geceye doyuşu
Ve bir de zamandan soluk bir resim ister.
Sonunda kavuşmak midir umut ?
Kararan tünellerden derin boğazlara inen madenciler var mıdır halen ?
Bir devir kapanmıştı oysa son gidenlerden beri
Ve geri dönmeyen niceleri olsaydılar
Belki ısıtırlardı yüreğini .
Yolcu!
Kavgan büyük ,sevdan büyük
Elbet büyük olacaktı umudun
Ama soğuk şehirler yolcu .
Yolcu !
Kesici, boğuk ve uzun.
Bir cevap yazın