Merhabalar öncelikle, şiire aşık birisi olarak size şiirimi gönderiyorum, 22 yaşındayım
Herkesten sakladığım bir şiirim var
Sadece girişi olan,
Gelişememiş bir aşk!
Oysa ne kadar aleniydi sevgim
Ben seni
Bağıra bağıra ilan edecektim eşe dosta
Alkışlarla tescillenecekti aşkımız
Elini tutacaktım,
Ve kimisi hayran hayran bakacak,
Kimisi de kıskanacaktı bizi.
Sen benim evim olduktan sonra
Rengi çok da önemli değildi evimizin
Pembe panjurlu olmasa da olurdu,
Sen’li olduktan sonra …
Arabaya da gerek yoktu
Ben zaten seninle adımlamak istiyordum
Bir zamanlar yalnız gezdiğim yerleri.
Hala gelmeyecek misin şiirim ?
Ben senin için her şeyden vazgeçmişken
Sen kimden geçemiyorsun?
Hangi kalp benden çok sevmiş seni?
Buna nasıl inanabildin?
Eğer böyleyse,
Yazıklar olsun,
Sana da ,
Bana da!
Bal gibi de biliyordun
Seni nasıl sevdiğimi
Ve nasıl acı çektiğimi
Bana aşkı değil de acıyı yakıştırdın
Peki, buna da eyvallah derim
Senden geliyorsa acı,
Öyle olsun istiyorsan,
Çekmeyen utansın şiirim !
Biliyorum, mantıklı olmak zorundayım
Ama ben aşığım,
Mantık ne gezer bende!
Duyduklarıma inanmam lazım,
Gördüklerime,
Bildiklerime.
Delirdiğimi düşünüyorum bazen
Kafayı senle bozdum çünkü
Beni sevdiğini sanıyorum hala
Delilik işte!
Neyse ne!
Hala bekliyorum seni.
Çabuk gel.
Ya da ara beni mesela
Şiirim diye kaydettim seni telefonuma
Sen benim kimseye okuyamadığım şiirimsin
Ve ancak bu yürekte hapissin.
Gözümden süzülenleri boşver şimdi
Sen hala gelmedin
Kendimi vurmakla sen arasında kaldım
Birimiz fazlaydık aşka ya da eksik
Ve üzgünüm Şiirim
Yakıyorum seni
Ama suçlu ben değilim
Ateş olan sensin
Bu zamana kadar su oldum hep sana
Sen aşkımızı yakacakken, ben söndürdüm
Ama artık ben yokum, su’yun yok
Ben yoksam bu şiir de yok
Küllerin var bundan böyle senin
Ara sıra alevleniyor içimde
Ama külün bile yetmiyor
Aşkımızın şiirini yeniden yazmaya
Şiirim olmana.
Yanıtlamak veya Yönlendirmek için bura
|
Bir cevap yazın