-Az önce bebeğimi kaybettim! Kayıp gitti ellerimden “Gitme” diyemedim. Ona yetemedim, ona huzur, ruhuna mutluluk veremedim. Gözümden damlayan yaşlar, içimdeki acıyı anlatmaya yetmiyor, ne dersen de giden geri gelmiyor. Bir kez daha denedim ve başarılı olamadım. Ben kendi yavruma sahip çıkamadım. Doğum sancılarına bile geçemeden, içimde yeni yeni filizlenirken, kayıp gitti ellerimden. Bir darbe yetti onu benden söküp almaya, kanım çekildi damarlarımda, ağardı saçlarım, baktım aynaya bir anda yaşlanmışım. Beynim zonkluyor, yüzüme bedenime felç indi sanki, yok olmak, yerin dibine girmek istiyorum. Toprak bile istemiyor beni: “Sen ki tutamadın o canı içinde, senin için de, yer yok benim içimde! “diye haykırıyor bana. Gözlerimi, ellerimi, beynimi, bedenimi, hiçbirşeyi istemiyorum şimdi. Yok, hiçbirşey gözümde yok, su olup buharlaşmak, ateş olup küle dönmek istiyorum. Madem ki sen yoksun, artık ben de yaşamıyorum!
-Anne , doğmadığım için kızgınsın bana ve kırgınsın belki de dünyaya. Acın çok taze tabii, şu anda sesimi duyman çok zor belki. Senin bana karnındayken yaptığın gibi, sadece sesimle değil, yüreğimle de sesleneceğim: “ Sözlerin anlatamadığını en güzel o anlatır.” derdin ya hep bana. Gözünden bir damla yaş aktığında, açıklardın hemen : “Canım yavrum göz yaşlarımı hissedip üzülme, duygularımı ifade ettikçe, özgür kılıyorum kendimi, sen hiç beni merak etme. “Bir yandan konuşurken, ellerinle karnını , bu sayede kah karnımı, başımı kah ayaklarımı okşardın. Gıdıklanırdım bazen, içimdeki endişen de sönerdi birden. Esas beni yatıştıran zihninden geçen düşüncelerdi, hep söylediğin;” Canımın içinde cansın, iyi ki varsın! “lafın ninni gibi sarardı beni, rahatlardı kalp atışlarım, sessiz sakin uykuya dalardım. Benim seni sarıp sarmalayacağım kollarım olmasa da seslenmeye devam edeceğim hep sana, tıpkı bana söylediğin gibi, Canımın içinde cansın, iyi ki varsın! Bu zamana kadar sen büyüttün beni içinde, şimdi sıra bende, duyarsan sesimi, tutarsan sana uzattığım elimi, bil ki hiç ayrılmamış olacağız! Hem bir olmanın hem de tek olmanın keyfini yaşayacağız.
Bu sefer yer değiştireceğiz, seni büyütme sırası bende. Lütfen” O nasıl iş o öyle!” deme, önce bir dinle, hayır hayır sadece dinlemen yetmez sözlerimi, aynı beni içinde hisseder gibi hissetmelisin kalbinde ve beyninde sana söylemek istediklerimi. Evet artık içinde değilim, beni onca sevmene reğmen, bu dünyada yer almak istemedim. Sana beni büyütme fırsatını veremedim. Şuçlama kendini, bu benim kararım tercihim. Artık sadece ben senin içinde değilim; sen de benim içimdesin. Seninle, bir artı birin iki ettiğini öğrendim. Şimdi benim içimde de: Sen birsin ve ben artı birim! Tamam belki artık rahminde değilim. Ancak biliyorum ki; değişmedi zihnindeki ve kalbindeki yerim. Her gözlerini kapattığında, bir yudum suyu dudaklarına aldığında, gökyüzüne baktığında, bazen bir gül goncasında, bazen yaklaşan bir bulutta olacağım. Ve senin bana hep yaptığın gibi, sana en içten sevgilerimi yollayacağım.
Duru Didem Berkan
Bir cevap yazın