ama ne kahverengi bir mevsim değil miydi güz?
güz gibi kokuyorsun
terinden sararıp dökülüyor izleri hikayenin
ama ne güzel bir mevsim değil miydi sonbahar?
yoksa aynı olmuyor mu hazanlar?
hüzün gibi gülümsüyorsun
sanki ruhunun dalları çatırdıyor
gitmek kadar bir artı yolculuk var ediyorsun
koşup, hemen şuracıkta sarılı vermek kadar da
bir, bir biri eksiltip yolu yok ediyorsun
ama ne şiir mevsim değil miydi hazan?
yoksa ısıtmıyor mu sonbahar?
kalbinden kuruyup dökülüyor büyüsü masalın
kendinden vazgeçmek gibi siliyorsun
bilmem neden, seni besleyen yağmurları
fark edemedin bile; daha az önce buradaydı
güneş tenden içerin,
güneşten dem içirenin
öylesine terk ettin ki kendini
hiç enleminin,
bir boylamıyla kesiştiği
şey duraksamasındasın
ne dönebiliyorsun kendine,
ne de dönüp bakabiliyorsun
sana da yabancı bir başka dilde donup kalmış
bilmem eksi kaç derecedeki buz kütlesi saplanmış gözlerine
güz olup gizde
sadece yazıldığın harflerle okuyorsun
hep unutuyorum,
dur hatırlamışken
kasımda çekip gitti pencere aralığından
hy
hakan yılmaz
Bir cevap yazın