Bayım sanıyorum haftada bir görüşerek geçirdiğimiz 1 yılın sonunda girdiğim psikozdan çıkabilmiş olmam karşısında büyük bir mutluluk duyuyorsunuz. Mutluluğunuz ile başarılı olmanın verdiği haz ya da bir hastayı şifalandırmış olmak arasında bir nedensellik bağı kurmaya çalışmayacağım. Çünkü bu ikna edici olmayacaktır. Zaafların terapistler için bile yeterince gerçek ve yadsınamaz olduğunu düşünüyorum. Duygu durum karmaşası içinde bütünlüğünü büyük ölçüde kaybetmiş olanları saymazsak, zaaflarını ortalama bir insandan biraz daha fazla kontrol altında tutmayı başardıklarını söyleyebiliriz.
Haklısınız Bayım!
Evet, son terapiye gelmeden önce bunları detaylıca düşünmüş olmam gerçekten tuhaf doğrusu. Ama korkmanız için bir sebep yok. Bana güvenebilirsiniz. Bütün çabanızı tamamen yok saymayacağım. Evet, psikozdan çıkmamı sağlayan en önemli unsurun siz olduğunuzu düşünmüyorum. Ama çok ilham verici olduğunuzu da inkâr edemem. Bayım ‘Bu kadarı da fazla ‘demeyecekseniz eğer bunu duymanızı istiyorum. Gerçekten başarmış olan.’O’ benim.
Hiç düşündünüz mü?
Sezgisel olarak algıladıklarımın size kitaplarda anlatılanların çok ötesinde olabilme ihtimalini.
Bir düşünsenize Bayım
Bu gerçek olsaydı size nasıl hissettirirdi. Onlarca yıl yüzlerce kitap. Onların peşinde geçirdiğiniz belki de kaybettiğiniz onca zaman. Başka bir insanın doğasında hep vardı. Hem de bir sürü psikanalistin beyninden doğup, dilinden dökülüp, birleştirilmeden. Tüm tanımların ötesinde. Sadece arayanların bulabildiği iç gerçeklikte.
Gerçek şu ki Bayım,
Senin yaşadıklarından başka bir gerçek yok. Bir başkasının gerçekliğinde iz sürmek sana yolu kaybettirmekten başka bir işe yaramaz. Kabul et ve yüzleş. Ben öyle yaptım. Varlığı, psikozuma neden olan kaybedişimin yerine koydum. Sende hatırla!
Dr.Trotter’in, Belle’nin gerçekliğinde kayboluşunu.
Salome’yi
Nietzsche’nin gözyaşlarını ve Yalom’um bunu nasıl anlattığını.
Sakın unutma!
Bir cevap yazın