İnsansız
Yitik
Yok olmuşsun
Selvilerin gölgesinde…
Sonbahar uçurmuş sarı papatyaları
Sen bir mezar taşına karışmışsın
Umutsuz
Çaresiz
Zamansız zamanın yapraklarında…
Sarı sonbahara küsmüşsün
Toprak kokuyor bedenin
Yağmurun kokusuna karışmış…
Belki pişman
Belki sevgisiz
Belki de aşksız…
Toprak yağmura aşık
Yağmur toprağa
Sen sarı papatyaları aç biçare…
Yumruklarken taşları
Çığlıklarını duyan yok
Ölüm öyle bir gelmiş ki apansız
Şaşırıp kalmışsın düşlerindeki çocukla
Terk edilmiş umutlarının yalnızlığında
Ve Azrail’in ile baş başa…
“Periler ve Pervaneler” kitabımdan
Bir cevap yazın