
Ah, dedem Adıyaman tütünü değil
kahrını sarardı elbet
Yağmur mu yağardı bazen gözlerinden
Çiy düşerdi, pörsümüş yanaklarına
Dünya gailesi dolardı, nasırlı avuçlarına
Bir sarı yazma dolanırdı boynuna,
Arjantin soykası, yârinden
Kurtulma sevinci hiç yoktu
Tokat’tan, soykırımdan, Çankırı’dan
Bir de yüreğindeki nardan
Soyka: Ölen sevdiceğinin ardından kalan badal, eşya
Bir cevap yazın