ARŞİV 616
Hayat Efsanedir – Asım Bezirci
Saçların aklarla dolduğu zaman Geriye hasretle bir bakar mısın? Yıllar mazimizi yolduğu zaman Göğsüne menekşe, gül takar mısın? Pembe kıyılardan geçse bir sandal, İşitsem sesini şen fıskiyenin; Zikrimde canlanır eski bir masal: Gözümde gözlerin, elimde elin… Zaman kalbimizde can vermiş gibi, En güzel renklerle süslenir mekân… Suda aksimizle, havuzun dibi “Hayat efsanedir” diyordu her an! […]
Bir insan ömrünü neye vermeli – Hasret Gültekin
Bir insan ömrünü neye vermeli Harcanıp gidiyor ömür dediğin Yolda kalanda bir yürüyende bir Harcanıp gidiyor ömür dediğin Yüreğin ürperir kapı çaLınsa Esmeyen yelinden hile sezerler Künyeler kazılır demir sandıkta Savrulup gidiyor ömür dediğin.. Dışı eli yakar İçi de senii Sona eklenmeli sözün öncesi Ayrılık gülüdür kör derelerin Bölünüp gidiyor nehir dediğin Bir insan ömrünü […]
Barış Güvercini – Nesimi Çimen
Dostluklar Kurulsun İnsanlar Gülsün Barış Güvercini Uçsun Dünya Da Yok Olsun Kötülük Düşmanlık Ölsün Barış Güvercini Uçsun Dünya Da Dostluklar Kurulsun İnsanlar Gülsün Son Bulsun Savaşlar Kimse Ölmesin Dünya Cennet Olsun Yaşasın İnsan Gelin Barışalım Dökülmesin Kan Son Bulsun Savaşlar Kesilsin Figan Barış Güvercini Uçsun Dünya Da Dostluklar Kurulsun İnsanlar Gülsün Son Bulsun Savaşlar Kimse […]
BİR EFLATUN ÖLÜM – Behçet AYSAN
kırgınım, saçılmış bir nar gibiyim sessiz akan bir ırmağım geceden git dersen giderim kal dersen kalırım git dersen kuşlar da dönmez, güz kuşları yanıma kiraz hevenkleri alırım ve seninle yaşadığım o iyi günleri, kötü günleri bırakırım. aynı gökyüzü aynı keder değişen bir şey yok ki gidip yağmurlara durayım. söylenmemiş sahipsiz bir şarkıyım belki sararmış eski […]
Adı Ayşe, Fatma, Hayriye – Aylin Özer
‘Kadını kadının içinde özgürlüğe kavuşturmak gerekir.’ Kadını kadının içinde özgürlüğe kavuşturmak gerekir” derken Nietszche’in kastettiği herhalde Harem-i Hümayun değildir. İlk toplumların anaerkil olduğu düşünülürse uygarlaştıkça medeniyetin tek “dişi” ile karşılaşma sanrısıyla yüz yüzeyiz. Klanlarda aynı klan içinden evlenmek yasaktı. (endogami yerine egzogami) Çünkü klan üyeleri aynı toteme inandıkları için kendilerini akraba sayarlardı. İlkel toplumların ilkleri […]
Ghibli- EFLA BERRİN FIRAT
Yalnızlık provasında ayrılığı saatler seslendirirken Ay, yılanların dargınlığını hak ediyor Çünkü ispiyoncusu ışığın. Ghibli! Elleri KALE’mde Teri kuyuda iklimin Göğe ve dibe çeken gövdenle Çıplak vapurda unutulmuş yarım öykü… Dehşetengiz edayla tanrısından yüz çeviren, Münzevi hüzünlerin bilgeliğinden göçmüş hasret Ussuz direniş! Ahbap yokuşlarında küfrün, İsyanıma biat eden ellerinle Gözlerine bin asır sonra gelen nebiyim! Yalnızlığa […]
SEN İNANDIKÇA – Tuba İNCİHACILAR
Tüm düzen, hayatlarının şu ya da bu döneminde çevrelerinin onlara veremediği şeyleri arayan insanlar için kurulmuştur ve ya çevrelerinin onlara sağlayamadığını sandıkları şeyleri arayan insanlar için. Onlar da aramaktan vazgeçerler. ( Çavdar Tarlasındaki Çocuklar/J.D. Sallinger) Daha önce anlatılmamış bir hikâye ya da söylenmemiş bir söz bulamayabilirsiniz. Özneleri farklı olsa bile, böyle hikâyeler defalarca anlatılmıştır, belki […]
AŞKLAR BELKİ ÖLÜMSÜZ, AMA İNSANOĞLU ÖLÜMLÜ… – Deniz Çantay
Tam karşımda duruyordu. Aradan geçen onca yıla rağmen bir insan hiç mi değişmez? Bu değişmemişti işte. Aynı yüz, aynı model saçlar ve hafif dişlek yapısından dolayı sürekli aralık duran ve hep gülüyormuş gibi alaycı görünmesine neden olan o ağız. Değişiklik olarak sadece şakaklarına düşmüş tek tük aklar vardı, bir de o güzel gözlerinin kenarlarındaki ince […]
Yeni Bir Hikâye – Cennet Güvenç
“Ölümü göze alan yaşamasını da bilir “diyor şair ben ölümü göze alamadığım için mi yaşamayı beceremiyorum acaba? Neden bazı insanlar hayallerini bile kuramadıkları hayatların tam ortasında yaşar iken ben neden tırnağımla kazıyarak geldiğim bu yerden şimdi düşmek üzere gibi hissediyorum kendimi. Vazgeçmiş. Belki de tükenmişlik sendromu dedikleri bu olsa gerek. Yaşama karşı duyulan bu müthiş […]
Duvar – Mehmet Özgür Ersan
Yıldızların değişmez Karanlıkları Koyu mavi derindir Kişinin mutsuzluğu Kamaşmaların hüznünden Hiçbir dünya nimeti Yüreğimi ferahlatamaz Senin göğünden taşan O evlerin Yıkık duvarlarındandır Benim yüreğim Sessizce akan hiçliğin Yiyip gitmeyen Karanlıkta Hüzünlü uyanışlar Kötü yanını gördüm Yaşamın daralmış Şırıldayan ırmaktı Kurumuş yaprağın Yıkılmış atın İyilik nedir bilmeden Yaşayıp Gitmesiydi Uyuşukluğunda Bir heykel gibi Lodos dövüyor Eski […]
Fulya Bulut
Adana da doğdum, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi mezunuyum ve halen Anadolu Üniversitesi İşletme bölümünde okuyorum. Resim konusunda akademik bir eğitim almadım. Yaklaşık beş yıl önce, bir merakla resimle tanıştım ve sonrasında, resim yapmak, yaşamımın ayrılmaz bir parçası oldu. Resim yaptığım beş yıllık süre boyunca, bir çok karma sergide resimlerimi insanlarla paylaşma fırsatı buldum. Bu sergilerden […]
Blöf – Burak ÇAKIR
Saatlerle aram bozuk bu aralar, takvimlerle de, bekleyişi hatırlatan ne varsa bozuğuz kısaca. Çünkü beklemek; gelecek bir mutluluk umuduna bugünkü mutluluğunu hiç etmen demek. Çünkü beklemek; meçhul yarınlara bugünden bel bağlamak demek. Oysa ben dünden harcadım bugünün ümidini, bir avuç dolusu anı kaldı ellerimde ki bu anılar fazlasıyla akışkan, korumak adına ne kadar sıksam o […]
ZAMANSIZ AYRILIKLAR – DİDEM SAYAT
BABAM’A ‘‘ Sonbahardı değil mi? Ben öyle hatırlıyorum. Kocaman kırmızı bir kamyon gelmişti avluya. Apar topar toplanmıştı eşyalarımız. Geri döneceğiz bir gün, demişti babam başımı okşayarak. Nenem o gün hiç çıkmamıştı evden dışarı. Son sonbahardı evet. Çükü Sarıkız’ı ziyaret etmiştik bir gün önce. Keşkek yapmıştı annemler her zamanki gibi. Nohut, pilav yanında. Bütün köy oradaydı. […]
Son Yorumlar