ARŞİV 616
PARAYI ALLAH BELLEYENLER – Tuba Kır
Güneş doğarken ortalık alaca değil, zifiriydi. Yas Soma’ya erkenden, gündüz yeni yeni başlarken çökmüştü. Ölümün karası Soma’nın ana, ara, tüm sokaklarında sinsi sinsi geziniyordu. Fark etmediler. Telaşla başladı o günde. Diğerleri gibi. Herkes gibi. Kahvaltıda içilen çaylar bardaklarda, ucundan koparılmış ekmekler gümüş rengi sinilerde, kenarından bir çatal alınmış peynirler tabaklarda yarım kaldı. -Ameed, dün Hüseyin […]
SU YALNIZLIĞI – BERRİN EFLA FIRAT
Sesimde sakladığım ismin Göç libaslarını kuşanıyor İsyanın fa notasındaki mistik yalnızlığına. Korkmak: Kokusunu geri isteyen nergise Kanlı vahiyler indirirken Tenimde solan ellerinden Ve Şüphe ejderhalarının döllediği bulutlardaki kırmızı ayak izlerinden… Kanıksamak: Susmalar kozasında kendi vahşetini Ve Kirpiklerinin hırs kalelerinden düşen matemini… Üşümek: Yara izimde dürüst bir piç olmak varken Gözlerim, nefes nefese çığlık Kalbim, buram […]
Dağlar – Josef Kılçıksız
sen elimden tutunca dokunsan yakan dokunmasan solacakmış gibi sana bakan yaralı bir çığlıktır hayat sen elimden tutunca sert rüzgarların karanlık gecelerinde değere binerdi zaman bir ayrılık mevzuatı yürürlüğe girerdi sessiz sedasız sen elimden tutunca deniz basardı içimi dip akıntılarının peşi sıra gitmek isterdim yolunda ne varsa kapsayarak yayılırdı dalgalarımız… sen elimden tutunca yaprak döken bir […]
” O” Yazan: SOUDABEH ASHRAFI Çeviren:Turgut Say
Bakışlarının, kahve bardağı ve masanın üzerinden geçip odanın diğer tarafındaki pencereye ve arkada yağan yağmura varması o kadar uzun sürüyor ki, bir an hiç o tarafa varamayacak diye geçiyor aklımdan. En son onları gördüğümden beri bir yaş ihtiyarlamışız. O ve eşiyle bir masada oturmuş kahvelerimizi yudumluyoruz. Yağmur tak tak tak vuruyor camlara ve bizim konuşmalarımızı […]
ÖLÜ ŞEHİR – UYGAR BARIŞ BUDAK
Ölü Şehir Kutsal ve Lanetli olanın bir araya gelmesi Işık ve Karanlığın ufkunda ikisi bir arada An ve Zamanda Beşinci Bölüm Ceviz ağacının gölgesinde bir yaşam ve anılar Bal Arısı Kralın Gölgesinde Sıfır Yine bir dolunay sonrası, oda da ayakta durmuş geceye dair hiç bir anısı olmayışını düşünüyordu. “Neye şaşırıyorsun” dedi içinden bir ses “unuttukların […]
BOZCAADA – Hikmet Güzelkokar
Aşk, dolaşırken yüreklerde oda oda İlk uğradığı yer midir Bozcaada Maşuku, aşığı bekletir bu ahenk Aşk gelecek diye mi telaş içinde her renk İlk burada mı dolaştı Adonis Babilden mi asmalardaki sürgün Ah! Bu gök mavi elbise, bu gözlerindeki deniz Yüreğimde kaç oda açtı, bilseniz! Begonvillerin ardında kalan bu son mahzen Eylüle saklarken Hayyam’ın şarabını […]
SELÇUK BARAN ÖYKÜ ÖDÜLÜ İSAHAG UYGAR ESKİCİYAN ‘IN
Kurulduğu 2006’dan bu yana, kent kültürüne ve edebiyata katkı sağlamak amacıyla çeşitli edebiyat etkinlikleri gerçekleştiren İstanbul Galatapera Kültür ve Sanat Derneği, 4 Kasım 1999’da yaşamını yitiren, öykü ve roman yazarı Selçuk Baran’ın adınıyaşatmak için düzenlediği öykü ödülünün bu yıl üçüncüsünü verdi. Seçici kurulunu Selimİleri, İnci Aral, Sezer Ateş Ayvaz, İlknur Özdemir, Mehmet Zaman Saçlıoğlu, Turhan […]
DOLUNAY/KESİŞMELER – Erinç BÜYÜKAŞIK
Küçük adımlarla yürüdü. Avluyu dört döndü bunu yaparken. Gök üstüne çökecekti neredeyse. Bulutlar, kıpkızıl güneş, o bildik akşamı karşılama halleri, avludaki bir iki sardunya koca bir yüktü sanki. Bir bağırıp çağırabilseydi, sesini yükseltmeyi öğrenseydi ya. Evin içinden yükselen yumuşak ses “Telefonun bağırıyor yine.” deyince irkildi. Gök yerli yerindeydi, bulutlar da. Yıldızlar sarmıştı koyulaşan maviyi. Akşamın […]
KAR TANELERİ – DİDEM SAYAT
Bazen çok iğrenç biri olabiliyorsun, dedi. Evet, tam olarak bunu söyledi. Kelimesi kelimesine hatırlıyorum. Sokak kapısının önünde durmuştu. Üzerinde pembe sabahlığı vardı. Saçları dağınıktı. Gözlerinin altı şişmiş, etrafında halka halka morluklar oluşmuştu. Tam çıkıp gidiyordum bunu söylediğinde. Elimde sıkı sıkıya tuttuğum bavulumla. Merdivenlere doğru yönelmiştim. Başımı çevirdim. Çatlak sesi yankılandı birden. Sağıma soluma baktım panikle. […]
SÖYLE BANA RUMELİ HİSARI – Gülser SAĞIROĞLU
Açtı mı yamacında pembe bahar dalları? Kuşlar uçarken burçlarından denize Ilık yellerle savruldu sevdanın saçları Kaçak konuklarındık senin Kale merdivenlerinden yukarıya tırmanan. Kimse yokmuş ,yada yok saymış gibi Heyecanlı. Kavuşmaktı, bizim ki laftan uzak. Gözlerimizin bebeğinde kurulan her düşte Kanat çırpardı kuşlar vadilere. Söyle bana Rumeli Hisarı ? Hani nerde o gençlik hallerimiz? Prangalamışlar kollarını […]
BANKTAKİ ADAM
Yeşil bir araba hızla arkasından geçti. Önünde olta atan adamları gıpta ile izliyordu. Bir gün bu olta atan adamlardan birisi olacaktı, hayaliydi. Bu hayal gül ağacının birine, bir gravat ile boynundan asılmıştı. Okkalı bir küfür etti içinden. Şu gemilerin, şu martıların, şu çaycıların, şu yat koltuklarının altına sümüklerini süren adamların hepsinin kainattaki bütün canlıların bu […]
Demode Bir İroni/ Burak Çakır
“Noktalama işaretleri mühimdir bir aşkta…” Sözümün ardında durarak diyorum ki; Bir nokta koyarak dar, düz bir ünlüyü mesela “ı” sesini “i” yaparak “yarim” olabilirsin ya da tam tersine bir nokta kopartarak can evimden “yarım” bırakabilirsin beni. “Aşkım” der ve peşinden koyarsan üç noktayı; masal oluruz seninle, sonsuzluğa uzanan kelimelerde aşk oluruz ama bir sessizlikse sıralanan […]
KALDIRIM TAŞLARI – Tilbe Demir
Ellerini çenesine dayamış ne kadar zamandır göğe bakıyordu. Göğe bakıyordu ama, bir şeyi görebildiği de yoktu. Gözleri, gökyüzünün yeryüzündeki sureti gibiydi. Yıldız var mıydı bilmiyordu. Ama ay’ı görebiliyordu. Dolunaydı. Başını gökten indirmiyor, hiç kıpırdamıyordu. Gece yarısı olduğu halde sokakta gürültü vardı. Gemiler geçiyordu karşılardan. Kara suların üstünde deniz fenerinin yansımasıyla gri bulutlar geziniyordu. Geceleri gökyüzünün […]
Son Yorumlar