ARŞİV 616
martısı kayıp muzaffer anlatısı – yusuf demirtaş
Bazı insanlar eksiklidir, kimi anlamlara gelmezler. Anlaşılmayı bekleyip, anlatılmak istemezler. Bir asansörde rastladım Muzaffer’e, yan düşerken soldan sağa… Yanaklarında kendinden kırmızılığı, anlamsız ifadesi, takribi bir metre otuzüç santimetre boyuyla gözlerimin en içine bakıyordu. Onbeş sene mi olmuştu görmeyeli? Aynı duruyordu işte karşımda Muzaffer. Terlemiş saçları dağılmış yine, yakasındaki düğme koptu kopacak. Tam saymadım yedi yahut […]
kafamda bir tuhaflık var – songül korkmaz
Kafamda bir tuhaflıkla başladığım roman doğal seyrinde devam ederken ben şüphesiz ki asla kitabı elimden bırakmayı düşünmedim. Şelalelerin deli dalgalarında akıntıya kapılmış ufak bir taş misali ruhum kitabın mısralarında sanki her seferinde yeniden kelepçe yiyordu. Okudukça okuyasım geliyor, sürekli Mevlüt’ün kafasındaki tuhaflığın peşine düşmüş sahipsiz bir soru işareti gibi hissediyordum. Yapı Kredi Yayınları’nın çıkarmış olduğu […]
bir ceviz içi kadardı yalnızlık – buse ellidört
bir ceviz içi kadardı yalnızlık küçük bir kabuktan büyük bir yutağa bu savurganlık bu dolanbaçlı sözler tabiat şairleri nerdesiniz biraz aşk’a ara verip geceyi şarabıyla unutun bir fecir vakti maviyi dudaklarından özgürce güvercin kafalarından martı tırnaklarına kadar bırakın bırakın çıkartmadan geceliğini gündüze o topuklarından göğüslerine kadar sevdiğiniz kadınları aşkı ilk soluğunda bırakın ökseli dalların yapışkanlı […]
kardan adam -hikmet güzelkokar
Avurdu çökmüş Ayası yara Acıdan bağırsa Sesi duyulur mu yar’dan Kabuk bağlar mı yarası Sıyrılırken karanlıklardan Ayazlasa geceler Kar yağsa Göğsünden alır en sıcak nefesi Hohlar parmaklarına Kardan adam üşümesi der de Titrerken camsız perde. Olsa hani Bir kuzine, bir torba kömür Belki sıcağından demli bir çay Kristal fincanda değil ha Kulpu kırık bardak da […]
05:50 uykusuzlukla hiçbir ilgisi olmayan kamu spotu – cansu şengün
Gökyüzüne bakıp bulutlarda asılı kalmak istediğini fark edemeden yine günlük hayatın telaşına kapılıp gitmekteydi. Sancılar çoğaldıkça başka bir el derinliklerine çoktan inmişti. Zaman bu kez umursamıyordu; çünkü artık kendisi de ne hissettiğini bilemiyordu. Acı tatlı bir an… Derinde, dipte… Tuhaf bir şekilde bir yara daha açmak isteyip dağıldığına şahit bile olamıyordu. Sonra hepsinden tiksinip kendi […]
yalnızlık – seda yolaydın
Bazen hayatın tam içinden seslenir Yalnız kalmaktan korkan bir çocuk misali. Sonbaharda yapraklarını dökmüştür artık Çıplak, sararmış ve de insani. Beşerin aşkı gibidir yalnızlık. Tutkulu, hafif kırmızı Duyguları dünyevi. Bazen sanırsın lal olmuş, Bazen çığlıkları ayyuka vurmuş Bazen duygusuz, muhkem katı bir yürek Öyle baka kalmış durmuş.
yaşlı adam yazan – naki aydoğan
Dağların uzaklığında… Köyünün yakınlığında… Hanesinin dibinde, dış sedirde, yan komşusunun evinin kerpiç duvarına yaslanmış oturuyordu. Ayak, ayak üzerine atmış elleriyle dizinden bağlamış, bakıyordu. Çok eskiden, yıllar öncesinden çocuklarına, çocuklarının çocukları torunlarına bakıyordu. Reçber’di, köylüydü bakıyordu, bakacaktı. Tekerlek çağlar öncesinden bulunmuştu… İşte tekerlek misali yuvarlanıp yine gelmişti dizlerinin dibine torunları, çocuklarının ellerinde. Elini öptürdü, yanaklarından öptü […]
Aynı Gökyüzü, Aynı Keder- nilüfer veldet
**Birhan** Elimi saçıma götürüyorum. Hayır. Saçsızlığıma. Omuzlarımdan aşağı su gibi akan saçlarım yok artık. Son zamanlarda sürekli elim saçlarımda, oynuyordum. Sanki düşünceler beynimden çıkmış, saç olmuş, uzamış. Oynaya oynaya, koparıp atmak ister gibi, oynuyordum. En sonunda geçtiğimiz pazartesi günü gittim kestirdim. Hem de iki numara. Kuaför şaşırdı. “abla biz kaynak yapıyoruz, sen bu güzel saçlarını… […]
gri gün – fardin bayandor
Sonbahar güneşinin yıpranmış ışıkları küçük, camı kirli pencerenin parmaklıklarıyla mücadele ederek içeri geçip, adamın gözlerini kapatıyordu. Akciğerlerinden çıkan sigara dumanı, odadaki güneş ışığı arasında dolaşıp tavana doğru gidiyordu. Eskiden odanın karşısındaki koridordan gelen seslere kulaklarını kapatmak istiyordu ama şimdi alışmıştı. -Kesin bu işi yapacağım. İnsanda hiç şeref olmaz mı kardeşim? -Bir dakika dur ya.Sen gereken […]
sev beni – sedat gümüştaş
Güne başlarken sev beni Güneş batarken sev. Gökyüzüne masumca kaldır başını, Yıldızlar kayarken sev. Aradaki mesafelerin Unutturmasına izin verme sevgimi Beni özlemle maziye bakarken sev. Saçlarını tararken sev beni, Rüzgar yanağını okşarken sev. Aynaya bakarken sev beni Önce ruhunda hisset Beni her nefes alışında sev.
evinden çıkarken şunlar aklında bulunsun- orhan afacan
Evinden çıkarken şunlar aklında bulunsun Böylelikle sağlığın, canın, malın korunsun. Aksi takdirde sorun içinde bir sorunsun Yaya için ehliyet bilinçtir, dikkattir. Hesaplayamazsın gelen aracın hızını Fren diyerek sürücü yükseltirse gazını. Asfalt yer sedye olur, ecel ölçer nabzını. Yaya için emniyet alt geçit, üst geçittir. Kırmızı, sarı, yeşil renk trafik lambaları. Dur, bekle, hazırlan geç yanınca […]
Bizim İçin Yaşam – Ayhan Kelam
Kargaya kılavuzluk dersleri bizimki Eşitlik diyorlar bize Hep kısa geliyor boylarımız Adalete paramız yetmiyor çoğu zaman Güzel günleri yaşamak içinse Ömrümüz izin vermiyor Aslında gökdelenler arasındaki gece kondu gibiyiz Eğreti geçmiş İpotekli gelecek Nefes almanın lüks olduğu bir yığın hizmet Hepsi bizim için aslında Aslında hep bizim içindi de Yerin altı yüz metre altı Ve […]
yol – alican bayar
boy boy binaların arasından çıkarırsa başını deniz görünürdü …mavi titretirdi camları şu gökteki uçakların korkunç sesi ve yürürken geceleri sokaklarda bilmezsiniz ne çok severdi buğday tenlileri peki ya neydi bu kadar onu düşündüren bir giden bu zehirli yoldan bir daha geri gelmedi
Son Yorumlar