ARŞİV 616
Midas’ın Eli Dokunmuş Kadar Varaklı Aşık ve Kayıp Şehir Eldorado – Begüm Sırmatel
Zincirleme bir kaza ile Midas’ın altın bir kuşa dokunmasıyla onu ölümlüye dönüştürmesi bir olurken, kurumuş denizi gözyaşlarıyla yıkayan kuş, civamsı altın bir denize dönüştü ve deniz de kuşa. Gökyüzünün kucak açtığı ile yüzengillerin yuvası kucaklaştı. Kuşun kanat makasları bilendikçe denizi yırttı büyük bir yaşla. Yağmur aşkın gözyaşıyla yağınca denizden yağar oldu. Altın bir kentle buluşmamız […]
ARKEOLOJİ Mİ DEDİNİZ, HEM DE TÜRKİYE’DE…GEÇMİŞİ AYDINLATIRKEN GELECEĞİNİ KARARTMAK… Deniz Çantay
‘Uygalıkların beşiği’, ‘kültür mozaiği’ gibi sıfatlarla anılan ülkemiz tarih boyunca pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Tarih öncesinden Osmanlı’ya kadar pek çok farklı döneme ait kalıntıyı barındıran bu ülkede mağara resimlerinden, ilk konut mimarisine; kral mezarlarından Roma’nın görkemli tiyatrolarına ve çok tanrılı tapınaklarına; Ortodoks Bizans’ın kiliselerinden Selçuklu ve Osmanlı’nın ilk camilerine kadar pek çok öğeyi […]
SADECE AŞIKLAR HAYATTA KALIR- Neslihan Nesli
Her filminde birbirinden orijinal karakteriyle bizi sinemasına tutkuyla bağlayan Jarmusch, Sadece Aşıklar Hayatta Kalır filminde tüketim toplumundan ve dünyanın zombiler tarafından istilasından yorulmuş, kendilerine bilim, edebiyat ve müziği referans almış farklı bir vampir yorumu getiriyor. Böylece baş karakterlerinin vampir olduğu bir filmi korku filmi olmaktan sıyırıyor ve filminin izleyicisinin zihninde sinema göstergesi olarak özgünlüğü ile […]
nun – berrin efla fırat
İşte bak Bu güneş koridorunda sereserpe bir gölge İşveli yalnızlığının kalabalık konuğu. Ateş evcilleştirildiğinde sesimi suya verdiğimi kimse bilmezken, Bir kalp ötede sev beni Hadi cüret et! Ol’dan düşenin nefesi Göz yuvasında Soğudu Dip Dinerek “dipdiri” ateşinde o harfin Kıyamete kök salan susuzluklara can üfler susuşlar. Kirpikleri kanayan “taş taşa” iki yüreğiz birbirinin yakınında! Kalbimin […]
Defter – Yasemin Sezgin
Mutsuzum defter, hem de çok. Çatma öyle kaşlarını hemen, ben de biliyorum mutluyken kapağını bile açmadığımı; ben de biliyorum sadece mutsuzluklarımı sayfalarına döktüğümü… Ama konuşmaya ihtiyacım var defter. Kızsan da bana, anlarsın beni, biliyorum. Mevsim kış, ruhum soğuk ve kırılgan. Gündüz geceyi, gece gündüzü kovalıyor peşi sıra… Günler, aylar, yıllar… Zaman geçip gidiyor onsuz… Bense, […]
ANTİKACI DÜKKANI – ÜMİT EVRAN
“Görüyorum hepiniz gardroba koşmaya hazırlanıyorsunuz. Birazdan tiyatro bomboş kalacak. Ama tiyatro işte o zaman yaşamaya başlar. Çünkü Satenik’in bir şarkısı şu perdelere takılı kalmıştır. Benim bir tiradım şu pervaza sinmiştir. Hıranuş’la Virginia’nın bir diyalogu eski kostümlerden birinin yırtığına sığınmıştır. İşte bu hatıralar o sessizlikte saklandıkları yerden çıkar, bir fısıltı halinde sahneye dökülürler. Artık kendimiz yokuz. […]
aşkın tanrısı -Buse Ellidört
aşk iki katlı zilli bir çığlık ve bitmez his dediğin martavallar kükrüyoruz ziyan olmasın diye et parçaları ayrışmış tenlere sürülen tutkallar yapıştırmıyor cıvımış aşkları Fabos’a söyledim aşk’ın hiçliğini ve hiç tanrısının kulaklarından çıkıyor alevler kızgın haykırıyor huşu içinde kalmamışlığım titretiyor gözlerimi bu alev çukurunda soğuk ve can pazarı gibi satın alınan kadın gözleri ya da […]
SANRILAR – Günay Aktürk
Keskin bir baş ağrısıyla uyandı sabaha karşı. Havanın henüz karanlık olduğunu fark edince uyku sersemi gözlerle saatine baktı. Saat beşi çeyrek geçiyordu henüz. İki saat bile olmamıştı oysa uyuyalı. Sağa dönüyor, sola dönüyor fakat başındaki ağrıdan bir türlü kurtulamıyordu. Sanki birileri beynine çivi çakıyor ama bir türlü sonu gelmiyordu darbelerin. Başarısız uyku girişimlerinden bir sonuç […]
BİN DOKUZ YÜZ YETMİŞ SEKİZ-Hikmet Güzelkokar
Aynı zamandı. Geçtim buralardan Bir tebessüm kalmış Hatıralardan. Aynı zamandı. Gençlik, dumanlı başta Kızıl kıyametler kopardı Çemberlitaşta Aynı zamandı. Çınaraltında bir Dede “Yağma yok” derken çınlatırdı arşı Meydan dolardı. Taşardı Kapalıçarşı. Aynı zamandı. Düşmüşüm yollara Kâh Veznecilerdeyim, kâh Direklerarısında Ama henüz yolun başında Okumak, okumak, okumak tek sevdamdı Oğlum yaşında Aynı zamandı. Geçtim buralardan Dostlar […]
CAN – Dilek Şenol Orhon
Büyük bir acıyla içim çekiliyordu. Uyuşturucu fayda etmiyor, bırakmak istemediğim bir şeylerden söküle söküle koparılıyordum. ‘Gitme, dur!’ diyemedim. Gücüm yetmiyor, sesim çıkmıyordu. Baygındım, ya da bayılmak üzere. Üzerime karabasan kapanmıştı anlaşılan. Hareket edemiyor, acının yakıcılığını fiziken hissetmiyordum. Uyuşmuştum.Bedenim acıya duyarsız, sadece yatıyor, kıpırdamıyor, ruhum ise beyaz floresanlı bu soğuk odanın içinde duvardan duvara çarparak içten […]
KOYU YEŞİL – Pınar Çakılkaya
Her akşam olduğu gibi alınlarımızın üst kısmı birbirine değer şekilde uykuya dalıyoruz . Onun minik kolu boynumun altındaki boşluktan arkama doğru uzanmış. Diğeri sağ omzumun üzerinde, parmakları omuz başımı tutuyor. Nefeslerimiz birbirine karışıyor. Onun ki temiz ve derin. Benimki yavaş, temkinli. Ara sıra yanağını avucumla okşuyorum. Pürüzsüz ve yumuşak tenini hissetmek iyi geliyor. Paylaştığımız yastıkta […]
Adı Yeşil Kazak Değil – Bilge Zahir
Tunahan, Erdal ve Bana Uyandım mı yoksa uyanmadım mı bilmiyorum. Uyanıktım galiba. Vücudumu çimdiklediğimde acıyı rahatça hissedebilmiştim. Ama aynı zamanda aynadaki görüntüm benimle birlikte hareket etmiyor, bağımsız davranıyordu. Anlayamamıştım. Ne olmuştu böyle. Karmakarışık bir duruma düşmüştüm. Uyanık mıydım, yoksa uyuyor muydum? Perdeyi aralayıp pencereyi açtım. Şehrin apartmanlarından gelen lanet kömür kokusu dolduruverdi odayı. Kapattım hemen. […]
Yolculuk-Durmuş YALÇIN
Ufacık bir nokta kadar hissediyordu kendini. Kapkara, küçücük. Arada bir yağmurlarda ıslanıyordu bedeni ve kabuğunun kırılacağından habersiz seviniyordu buna. Her yağmur tanesi üzerine düştüğünde bedeninde oluşan serinlik ve temizlik hissi, bambaşka duyguları da beraberinde getiriyordu. Sevmek gibi… Ait olmak gibi… Ait hissediyordu kendini bu toprağa ve seviyordu yaşadığı yeri. Kabuğu kırıldığında o yüzden pek acı […]
Son Yorumlar