Şu son yüz yıl en kötü dönemine denk geldik belki de; kadın cinayetleri, dolandırıcılar, hayvan katilleri, seri katiller, tecavüzcüler, kavgalar, kargaşalar hep bir gürültü patırtılar. İnsanlar o kadar alışmışlar ki, kötü haber duymaya en kan dondurucu haberler de bile sakin kalabiliyoruz artık, her gün en az yüze yakın insan bir felaket yüzünden can veriyor ama ülkemizde ama dünyada fark etmiyor. İki gündemde kalıyor o kadar, insan hayatının bir önemi kalmadı artık.
Peki, biz buraya nasıl geldik. Şimdi bana gelipte 2020’nin laneti falan demeyin. Zaten hep batıl inançlar yüzden hatalarımızı gizliyoruz bizim bir suçumuz yokmuş gibi hep bir lanet bir bela var üzerimizde. Bence böyle değil; deprem yüz yıllardır oluyor, virüsler bundan yüzler yıl önce zaten olmuş, patlamalar, kazalar sürekli oluyordu zaten. Biz önlem almak için bir olayın gerçekleşmesini bekliyoruz, en büyük hata. Çok kolay bir örmekle sizlere bu konu açıklayacağım.
Beş yol ağzı bir cadde düşünelim ve burada herhangi bir trafik lambası veya dur tabelası bile yok. İlla bir kaza ya da bir kişin acı yanması lazım ki biz oraya bir trafik lambası koyalım, bunu bile ön göremiyoruz. Deprem olma riskini göz arada edip sırf birkaç masraftan kaçınan müteahhitlerle dolu ülkemiz, insan hayattı bu kadar ucuz olmamalı. Doğa hunharca sömürüyoruz doğa ise sesini çıkartmıyor. Bizler sırf harika tatiller yapalım diye ormanlık bir alanı yakıyoruz, tabiki de oradaki tabiat umurunuzda değil, sonra haberi açıyoruz “aa bu canlının da nesli tükenmiş” twitteri açıp #2020bitartık diye bir sürü dize twit atıyoruz. Adaleti sağlayamıyoruz çünkü para adaletten daha önemli katilleri, tecavüzcüleri serbest bırakıyoruz, sonra haberlerde kan donduran cinayetler, yok hayvana yapılan zulümleri izliyoruz. Bunların da olması lazım yoksa cumartesi sabahı ne izleyeceğiz değil mi (?)
Covid 19’a yavaş yavaş gelmek istiyorum aslından bu yazımı sadece onun üstüne tutacaktım. Ancak önce 2020 yıllının herhangi bir laneti olmadığını açıklamak istedim. Adı üstünden 19, 2019 yıllının sonunda çıktı. Bilim insanları bas bas bağırdı bu virüsün insan hayatını değiştireceğini. Kim dinler ki bilim insanlarını biz o arada Netflix izliyorduk, umurunuzda değilsiniz.
Kıymet filmlerinde de olduğu gibi kimse bilim insanlarını dinlemiyor ve sonucunda insanlar cahilliklerinden ölüyorlar. Gelin şu yargı kıralım, çevreyi koruyalım, hayvanlara ve doğaya eziyet etmeyelim, elimizdeki en küçük çöpü çöpe atalım, adalet sistemini güçlendirelim, kendi lanetimizi kendimiz kıralım ve sayılara anlam yüklemeyelim.
Bir cevap yazın