Yok olmuşlukların buluştuğu noktadayım aşıklar için iyi bir yer dediler bizde girdik; mekan güzel de aşkı biliyorsunuz saniyesi saniyesi can yakıcı, fazla asitli öldürdüğünü bile bile içiyoruz ya, hatayı da biraz bizde buluyorum ama ne yapalım? Bağımlıyız paramızın yettiğinden daha fazla bağımlıyız, bozuklukların gıcı
Bunları sana yazmıyorum aslında. Bütün kağıtlarını tek tek cam şişelere koyup Akdeniz’e göndereceğim. Bunların hepsi Akdeniz’e, sana yakışmaz çünkü hak etmedin beyaz kağıtlara yazılmayı. Sakın üstüne alınma soluk soluk anlatmak lazım seni ezan sesine uyanan bir çocuğun, arkadaşlarını hatırlayıp sokakta top oynama heyecanı ile yazmak lazım, dedesinin başını okşayıp hikaye anlatması gibi yazmak lazım. Elini oynatmadan, susarak. Sarı saçlı çocukların koşturmasını izleyip sevinen kimsesiz amcaların heyecanı gibi yazmak lazım, asitli çaresizliklere çare olsun diye yazmak lazım.
Tel tel hatırlarım görmediğim Akdeniz’i, şimdi nasıl dalgalanır. Kim bilir hangi dağı gururlandırıyorsundur ıslak dillere alınamayacak kadar güzel rüzgarlarınla. Islak dil
Ne gözümüz kalmış, ne yaşı. Yaşlanmış gibi de değil sek sek oynayan çocukların duvarlara çizdiği pencerelerden birine olumsuz bakıyor ruhlarımız sadece, ama ben hala gülüyorum. Öksürüklerim göğüs
Bir cevap yazın