aşk üzerine konuşmuyorum artık… manasız bakan gözlerden sıkıldım… anlamayan, anlamlandıramayan….
herkes sıkıntılı çünkü, mutluluğu gören yok… kimin ne derdi varsa paylaşmakta aceleci, karşısındakine haklı çıkma çabası, garip… ben ne yaptım, ne yapıyorum ki diyemeyenlerin ötekilere bakışları, aşk üzerine ahkam kesenler ne de çok… iyilikten dem vuran, bütün insanları aynı kefeye koyan, hemcinslerini suçlayan kadınlar, erkekler… beyaz atlı prensini bekleyenler, bir anlık hevesleri aşk ateşiyle karıştıranlar, yalnız kalmayı başaramayıp zoraki aşık olanlar… sonu hüsran, son cümle oluruna bırak… her şey halloluyormuş gibi, sorun yokmuş gibi, mutluymuş gibi…
konuşmuyorum artık aşk üzerine… susuyorum… kimse bilmiyor seni, anladım ki bilmesi de gerekmiyor… gülüyorum… oluruna bırakıyorum herkesi… kim benim kadar güzel seviyor ki… kim benim kadar aşık ki…
aşk yeni değil… ama çok farklı… olması gerektiği gibi değil, hissettiğim gibi… geç kalınmışlık yok… hiç başlamadık ki… her yeni gün bir öncekinden güzel… telaş yok… tadını çıkararak… seni tanımaya çalışmak, kendimi tanımadığımı anlamak… bir merhaba ile gülümsemek çocukça… çoğu zaman çözümlemeler yapmak bir filozof edasıyla… neler yaşadın, neler yaşıyorsun anlamaya çalışmak… hep söylüyorum, dudaklarından dökülen her kelimede sana dair yeni bir şeyler buluyorum… boşlukları doldurmaya çalışmak çok keyifli… yazdıklarını tekrar tekrar okuyorum kimi zaman… kimler üzdü, kimler bir daha yaşayamayacağın anları bırakıp gitti sana ve en önemlisi sende neler kaldı…
farklı ruh hallerinin yansıdığı fotoğraflarınla yüzleşmek… fiziksel değişimini aşamalı olarak sadece fotoğraflarda görmek… bazen hüzünlü, bazen çok mutlu, bazen yorgun, bazen aşk dolu… yakın zamanda çekilmiş olduğunu düşündüğüm fotoğrafın, çok genç… acabasını düşünmek, belki de bilmek… biliyorum özlemlerini, yalnızlıklarını, umutlarını, bıkkınlığını… kızgınlığını da biliyorum… yanında olmasam da ruh halini hissedebiliyorum… ellerini hiç tutmadım ama sıcaklığını, kavrayışını biliyorum… insan her zaman iyi olamaz ya hesaplarını da biliyorum, kıskançlıklarını, öfkeni, hırslarını… her şeyi bir yana bırakarak insan olarak umursamayışlarını, düz bakışlarını…
aşk farklı bu kez… yakınlaşmadan, uzaktan… baştan bunu kabul ederek, belki de en çok bunu severek… ama bazen olmuyor işte… en çokta aramızdaki mesafeler azaldığında tutamıyorum kendimi, içimdeki coşkuyu bastıramıyorum… zor geçiyor zaman… bir parça dağılıyorum… belkilere takılıp kalıyorum… onca umutsuz, mutsuz insana inat sarılmak istiyorum sana… bazen bir tokat atıp, kendine gel demek istiyorum… ben buradayım… bazen sadece gülüşünü görmek için çıldırıyorum…
dediğim gibi bazen işte…
Ayşegül Boyacı
Bir cevap yazın