Sendeyim, ne olursa olsun gidemeyecek kadar bağlı kalmışım. Gecenin karanlığında kaybolmuş bir çocuğum. Sabahın erken saatlerinde güneşin sıcağında kavrulmuş bir insanım. Ama artık içimde çocuksu bir heyecan yürüyor. Sana gelmek için denizde kulaçlar atıyorum. Ne kadar başarabilirim? Nefes almama ne kadar kaldı?
Bazı durumlarda zaman durabiliyor, yanına geldiğimde zaman duracak mı? Yeniden özgür olabilmek için kaç kilometre uzağız birbirimize? Tek isteğim kuş gibi özgür olmak. Yanında sonsuzluğun o derin hissiyatını tadacağım. Sevgisiz kalırsam bile yaşar mıyım? Artık bu düşünceye pek saygım kalmadı. Tek istediğim koşmak. Peki sen, sen ne kadar özgür oluyorsun benim yanımda?
Dönüp dolaşıyor aynı konu geliyor sevgilim. Aşk! Benliğimde kalmış binlerce haykırış saklı. Tutamıyorum artık yardım et. Ne yıllarımızı tükettik ne anlarımızı kaybettik. Yüreğim patlayacak, gel. Ellerini tuttuğum zaman, namütenahi sularda yüzmeyi öğreneceğim. Seninle kayboluyorum, bunu bilmemen garip.
Uçurumdayım, ayağımdaki taşları bırakıp atlamam gerek. Bende olan bu aşkla ne kadar sürede ölebilirim? Belki de kollarını omzumda hissettiğimde huzura karışıp ölürüm. Kim bilir… Ve aşk, öyle güzelsin ki dilerim tüm ruhlar seninle kaybolsun. Dilerim ki acıttığın kadar mutlu edersin. Sen ayrılmaz bir parça, bırakılmaz bir hissin.
Bir cevap yazın