Geç Kalan Sevgili – Emel Bulut
Tam olarak nasıl rastlaşmıştık acaba hiç fark etmeden geçip giden zamanlarda… Mesela sen bir otobüs camından dalıp giderken uzaklara, ben gözüm saatte, hangi durakta nereye sefer bekliyordum acaba. Her gün gittiğimiz çay bahçesin de; sen kaptırmış kendini yazılarını yazarken, ben kim bilir hangi kitabın içine saklamış başımı, hülyalara dalmıştım acaba? Hiç aynı sahilin aynı göğüne […]
Müzede – Elif Yalçın
‘Açılan her bir düğme bir sırrı açığa çıkarır, samimiyet seviyesini bir derece arttırır.’ Güneşli bir günde, İtalya’nın doğusundaki ortaçağ kasabası Santarcangelo’da bir müzedeyim. Girişteki yazıyı, hiç kimse bana yakıştırmasa da benim vazgeçilmezim olan siyah kemik çerçeveli gözlüklerimin üzerinden, gözlerimi hafif kısarak tekrar okuyorum. Fark etmeden gülümsüyorum. Şaşaadan uzak ama kendince iddiası olan böyle küçük müzeleri […]
Özgür Ruh – Esra Sungun
Aklıma gelen ilk düşüncemi söylüyorum: Kesin benim atalarım, göçebe bir topluluğun , “hadi yine ve hemen göçelim canlar” diye söylenen çığırtkanları idi. Yoksa ben nasıl böyle olmuş olabilirim ki! Bir yere sığamama ve orada uzun süre kalamama, bir yere kendini ait hissedememe en belirgin “ben” tanımımdı. Bu süpürgeli, uçan cadı halim, genlerimdeki at sırtında gezen atalarımdan miras […]
Fatma Ana – Reşat Coşkun
Fatma Ana Nihayetinde hayatın bir oyun olması İçimi ferahlatıyor. Ne çıkar birileri Bulutlardan pak gömleğimi Kana bulasa.. Kaç kez ölümle kesişti yolum Dedi ki sen buralı değilsin. . Fatma ana Dilimin dillendiremediği Kalbimin hüznünü Gözlerim söylemişti, ben değil. Tam iki kez yakındım Yakınlarımın kalpleri uzak Bedenleri kadar yakın değil. . Fatma ana Vuslatın kanadı kırık […]
Eşya – Josef Hasek Kılçıksız
Anlamadınız odamda biriken eşyanın tınısını Alınganlıklara sığınan ağaç gölgelerini yanılsama sandınız Dediniz ki “İki gönlü yakıyorsa aynı dem, gerisi yolun iz düşümü gözlerimizde. Gerisi üzerinde seviştiğimiz baygın koltuk.” . Eşyanın davranış bilgisinden anlamalıydınız oysa Gölgelerin bile sandalyelere oturduğunu Bir bilinmeze açıldığını kan kurusu çehrelerinin. Kuruyan mürekkepten anlamalıydınız Yokluğa taşıdığını tüm asal sayıları zamanın Kınında bir […]
Agnostis – Ece Kuru
‘’Zaman hiç kaybolmaz, kaybolan sadece biziz’’ Ayağa kalkmasıyla beraber dünyası tepetaklak oldu. Başı hiç öyle dönmemişti daha önce. Ayrıca o kadar ağrımıştı ki. Tepedeki güneşten mi yoksa yere düşüp kafasını mı çarptı bilemedi. Bilinci tekrar yerine gelince şok oldu. Gördüklerine inanamadı. Her şey ama her şey yıkılmıştı, harabeye dönmüştü. Bu nasıl olabilir dedi içinden. […]
Tozlu Bölge – Cumali Yıldırım
Çarklılar tetiklenmeli Tek bir göz yaşı dökülmeyen yerde Yeryüzünde kuşların uçamadığı, uçup da konamadığı bölgede Sayılar sayar sokaktaki bacağı kopmuş çocuk Türlü türlü çiçekler; papatyalar, kış yoncaları, nilüferler Sayısız renkli çiçeklerin içinde uçan arı seslerini duyar Daha bebeğini yeni toprağa vermiş bir anne Bilinmeyenlerin arasından tetiklenmeli kara renkli kampanalar Göğün tozu ayaklarına bulaşmış bir asker, […]
Zakkumun Kökü – Demet Eker Özenbaş
Yavaşça yatağından doğruldu. Rüyası gerçeğe, gecesi gündüzüne karışırken zakkumun dibine çöreklenen ihaneti görmek için perdeyi araladı. Sıcak bir günün müjdecisi olan puslu havaya ve gözlerini kamaştıran güneşe meydan okuyarak bahçeye baktı. Zakkumun etrafına taştan bir duvar örmüştü. Önce onu gördü. O taşları üst üste koyup sınırı belirlerken acıyı ve ihaneti, belirlediği alanın içine hapsedeceğini sanmıştı. […]
Lakırtı – Damla Tekirdağ
Ah-i zar bu beden Ve biraz acınası Yalnızlığın uğultusu Hala tırmalıyorken kulaklarını O biraz kimsesiz ve Zifiri karanlık Şimdi varmak istediği yer açık Ama gitmek Gitmek zor Ayaklar çakılı iken Bu kahrolası yitik zamanlara Şimdi gitmesi kolay Demek Biraz gülünç ve Beyhude lakırtı
Tütün Mevsimi – Cemil Şen
Hadi kalksana geç kalacağız. Tütün mevsimi daha yeni başlamıştı, okullar yeni bitmiş karneler alınmış ama tatil hayalleri her sene olduğu gibi yine başka bahara kalmıştı. Egede yaşayan çocuklar için çok uzaktı tatil yapmak, deniz çok yakındı ama hiçbir zaman ulaşılamazdı. Yine aynı ses “hadi geç kalıyoruz.” Uyku o kadar tatlıydı ki belki rüyada denize girmişliğim […]
Bu Gün Başkaydı Mavi – Adnan Deniz
Bu gün bir çocuğa Günaydın dedim. Başını okşadım Bir köpeğin. Bir taşa tepik attım Bağırdım”Oley” diye Güldürdüm çiçekleri Sebepsiz gülümsedim. Bir başkaydı bu gün, Her şey gözümde Sesimin yankısına Cevap verdim. Yarışlar yaptım bugün Sabah serinliği ile Gerinerek güneşin Doğuşuna imrendim. Bu gün başkaydı mavi Gökteki dileklerim, Saydım adımlarımı Tek tek merhaba dedim. Okşadım saçlarını, […]
Eskiden Mi Güzeldi Yoksa Eski Mi Güzeldi – Kemal Berker Gerdan
Son kadehim bu gece Bir parkta oturuyorum tek başıma her gece Sensiz geçen her günüme ağlıyorum sadece Son kadehimin bu gece Son kadehim bu gece Eskiden olduğunu günlere Son kadehim bu gece Seni göklere sığdıramadığım günlere Sadece küçük bir çerçeveye sığdırdığım günlere Son kadehim bu gece Mazide kalan günlere Unutamadım seni hiçbir gece Son kez […]
İtiraf – Salih Sezen
Yanıma öpücüğünü alıp sonsuz enginlere açılacaktım Yüzüm genellikle güneş yanığı olacaktı çünkü Güneş kremi sürmeyi unutacaktım hayal kurmaktan Boğazım yanmadan ağlamayı öğretmiştim kendime İyi bir öğrenciydim eh öğretmen de fena değildi Alıp o öpücüğü okyanusa değdirecektim de İki yana açılacaktı koca deniz Bir yanda deniz ne zaman baksak orada olacaktı Daha da güzeli doldurulmaktan kurtulacaktı […]
Son Yorumlar