Vitrin Mankeni – Selçuk Karadağ
Gerçekleşmeyeceğini bildiğin bir hayali düşlemek ne acı… (Enemy at the gates). Genç adam koltuğuna oturdu ve sigarasını yakmak için kibritini ateşledi. Kibrit yandığı zaman karşısında bulunan vitrin mankeninin yüzü de kendisiyle beraber aydınlandı. Dümdüzdü yüzeyi; cam gibi pırıl pırıl. Adam sigarasından bir nefes çekti; o sırada közün ışığı yüzünü aydınlattı. Yakışıklı bir adamdı, belki de […]
Bataklık Kuşu – Berna Karakaya
Kuşların sözü vardı. Çiçekler getireceklerdi çocukluğumdan bana.Ihlamur, karanfil, yasemin kokuları Saracaktı her yanıGökyüzü, Annem kokacaktı… Yağmurun ıslattığı soğuk topraktaBekledim martıları.Umarsızca çırpındım.Toprağın ağırlığından kurtulupGün ışığına çıkmak isteyenBataklık kuşu gibi… Yüreğim ezildi acımın ağırlığınca.Yalazlanan mumlarUçuşan tüller ve hüznün gölgesi…Tersine çevirdiğim ayna Asılı duvarda şimdi.Bir yaprak daha düştü akasyadanSayamadım kaç bahar geçtiYaşanmayan günler de ömre dahil mi? Şarkılar […]
Boşluk – Ahmet Akif Özcan
Bugün yoktan yere erken uyandım. Saat ona beş var. Diğer insanlar gibi rutin işler. Biraz çay, biraz ekmek. Sonra bir sigara. Sonra tekrar sigara. Günler göz kamaştırıcı değil artık. Tek başımayım. Dün de öyleydi. Biliyordum. Masada duran kitaba baktım. Kalkıp elime aldım. Yazarın ismini okuyamadım. İlk sayfanın yarısında geri koydum masaya. Her şey boş gelmeye […]
Sevmek Üzerine – Engin Bozkurt
Empatik Üçlemenin 1.Şiiri Seviyorum bu dünyayı, yaşamayı, Sana rağmen seviyorum. Bütün yargılarınla, yargısız infaz yapmana rağmen seviyorum. Gökkuşağını bile anlamlı kılan yedi rengidir oysa. Çıkar bakalım diğer renkleri, bir cazibesi kalır mıydı gökkuşağının. Yine, aynı hevesle bekler miydi insanlar yağmurun dinmesini. Seviyorum, sadece çiçekler, ağaçlar, gökyüzünü değil, Çamurlu sularda yüzen kurbağaları da seviyorum. Düşündün mü […]
Bereketli Topraklar Üzerinde ve Orhan Kemal – Tamer Uysal
“İnsan dediğin bir insan ya canını vermeli insanlar için, ya da gölge etmemeli dünyamıza!” Tarihte öyle dönemler var ki yüzyıllara sığacak olaylar sanki küçücük bir zaman diliminde olup bitivermiştir. Ancak o kısa zaman parçalarında olan bitenler kazındıkları insanlık belleğinde kuşaktan kuşağa aktarılırken bıraktıkları derin izlerle yüzyıllara bedel olarak yaşar gider. Bu üç sözcüğü ilk kez […]
Maça Kızı – Zeliha Türkkan
Dar ve kapkaranlık bir yerdeyim. Nerede olduğumu bilmiyorum. Kiminleyim? Ben kimim? Çıkışı olmayan bir alan. Nefes alamıyorum. İlerledikçe bir ışık görürüm diye adımlarımı hızlandırıyorum. Yok, hiçbir umut yok. Sonra diyorum “imkânsız diye” diye bir şey yok. Durmadan ilerliyorum. Dark dizisi geliyor aklıma. Korkuyorum. Gülmeye başlıyorum, sonra ağlamaya. Sonra daha çok ağlamaya. Sonra kahkahalarım yankılanıyor. Kahkahalarımı […]
Aşure Deyip Geçme – Yasemin Evren
“Tatlı yiyelim, tatlı konuşalım” diye başlayalım söze. Aşure yaptık bugun apartmanca biz. Aslında Muharrem ayının 10. günü Aşure günüdür, o gün pişip dağıtılan aşure makbuldür, biliriz de bu yil bir türlü toparlanamadık komşularla Aşure gününde. Hepimizin bir mazereti vardı. Hepsinden önce, ben evde değildim. Her neyse, biz canımız çektiğinde tatlı niyetine yapar, birlikte yeriz güle […]
Yalan – Hüseyin Yaşar
Çocuktum gerçeklerle yaşıyordumHer şey sahici, her şey yalınYalansız dolansız bir dünyaVar olma kaygısı bindi boynuma Yalanlarla örülü bir dünya kurulduÜç kelimeden ikisi yalana döndüKendinden çok başkasının gözündeÖnemlilik hasıl olduDavranışlar ona göre şekillendiYalnızlığım dışında her şey yalan oldu
Gece – Bilge Merve Işık
Hayallerim hatıralarıma kelepçe vuruyor, unutmaktı, hatırlamaktı yok lügatımda. Her yeni güne yeni bir umut ve hayal peşinde uyanıyorum, yazıyorum, dinliyorum, geziyorum, seviyorum. Mutluluğa her gün yeni bir anlam yükleyip her an başka sıfatlarla yaşamı niteliyorum. Söylemesi hoş, tınısı tatlı bir ezgi söylüyor ruhum bugün. Bir deniz kenarında, en sevdiğim kitabın o her seferinde farklı kalemle […]
Mendil – İsmail Güneş
Ardında yaşlı bir mendil bıraktın Şimdi kime sığınsam çıkmaz sokak. Yağan yağmura karışıyorum birden Gözlerin nasıldır kirazlar kızarırken Umutlar biriktiriyorum acılardan Şimdi kime sığınsam çıkmaz sokak Gözlerin avucumda biraz kalsın Dev aşkların adıdır artık susmak
Doğruların Yanlış Temsilcileri – Hasan Eren Demir
Evet… Doğruların yanlış temsilcileri… Bu başlık çok hoşuma gidiyor çünkü etrafımdaki sıkıntının 3 kelimelik tanımıymış gibi hissediyorum. Her neyse daha da açacağım. Saat geceyarısı bilmem kaç demek isterdim ama teknolojinin beni çepeçevre sardığı kendi küçük dünyamda sokak lambasının altında elinde bir kalem bir kağıt yoksul bir dahi gibi hissedemiyorum. Saat 02.28 Cuma. Peki gelelim esas […]
Yaşamak Bir Ağaç Gibi Tek ve Hür – Ahmet Faruk Keçeli
Kapılar kapandı yüzümüze, daha 2018’deyken. Nerde bulmuş hayat, bize güç vermeyince. Adını, sanını unutmuş, kendi adını Artvinli Serkan diye yutturmuş. Eşref’in yanında heybetli silah kuşanmış. Rogardan başkalarına Aga’nın oğlu diye kendini tanıtmış. Erol avcılıktan Murat Diyarbakırlı’ya sığınmış. Dayının yeğeni olarak kendini tanıtmış. Milliyetçiymiş aslında Ülkücü hiç olmamış. Kendini hakime milliyetçi dayının yeğeni diye satmış. Bir […]
Mücevher Gerdanlık – Beyza Bayraktar
Her daim parlak İstanbul ışıkları, Gece rüzgârında, İki yakası bir araya gelmez şairlerin, Volta attığı ıslak kaldırımlarda. Bir balıkçı kayığının sarı ampulünden Lekeli gerdandaki kırmızı yaka iğnesine. Senin, benim ve palamutların, Ancak geceliğin ait olduğu bu turuncu, Her gece duyulur halbuki, Cennetmekânların Ümit Yaşarlarında. Ihlamur kokulu sokak lambasından,, Evde aş yenen masayı aydınlatan lambaya. Hele […]
Son Yorumlar