Aynalı Kapı – Erçağ Akarca
Aynalı bir kapı açıldı bir ânda, Gölgelere tırmanmış soluk alan bir zamanda, Harfleri gövdesiz bir geceyle silinen bir fermanda, Açıldı leylaklar, açıldı güller, Sümbüllerle bezenen bir sığırcık kuşunun sesi, Karıştı hükümsüz bir balkonun yıpranan ayak izine, Karıştı solgun bir eşyanın anlamına ya da anlamsızlığına, Balkonda oturan bir çocuk ya da bir çocuğun haykırdığı yalnızlık, Balkonda […]
Deneme Öldü Mü? – Senur Ünver
Sevgili okurlar, başlığın mümkün olmadığını, insan var oldukça denemenin de var olacağını düşünüyor olabilirsiniz. Yanılmamanızı umalım. Ancak endişelerimi kaleme almak için başladığım bu yazı, denemenin ölüşü ve ondan çıkan malzemelerin bir kısmını atarak yeni bir türün ortaya çıkışıyla ilgili olacaktır. Ben bu türe “monolog reklamı” adını takmak istiyorum. Gariptir, kişilerin düşüncelerine ulaşma kolaylığı bir seçenek […]
Sevda – İsmail Güneş
Kirli bir sevdaya tutuldum Uzayan kirpiklerine kondum Uzak düşlere savruldum Aşkımın meyvesidir dudakların Gökyüzü kadar geniştir alnın Saçların mehtap kadar güzeldir Gözlerin amansız bir penceredir Açılır kalbinin doruklarına
Aşkın Gizemi – Kübra Erbayrakçı
Anıl, ‘ben gidiyorum’ dedi. Dilek için zaman durmuştu. Onca sene bu adamla birlikte olmuş ve sevmişti. Hiç kimseyi sevmediği kadar bu adamı sevmişti. Onunla nişanlandığında mutluluktan havaya uçmuş ve hayaline hayal katabilmişti. Dilek, Anıl’la Almanya’da tanışmış ve nişanını da Türkiye’de yapmıştı. Şimdi anlamadığı sebeplerden dolayı, Anıl, ‘ben gidiyorum’ diyordu. Dilek bir şok yaşamıştı ve bunun […]
Hesaplar Benden – Hüseyin Cağırgan
Sıcak bir ağustos sabahıydı. Günlerden Pazar olduğundan öğleye doğru uyanmıştı. Kahvaltının ardından kahvesini içerken masa üstü bilgisayarından gazeteleri açtı Her gün okuduğu köşe yazılarına baktı. Birkaç ekonomi ve siyaset haberi ilgisini çekti. Doların günden güne yükselişine ülkesi adına üzüldü. “Ne olacak bu ekonominin hâli?” diye düşünürken telefonu çaldı. İş yerinden arkadaşı Halil arıyordu. -Ahmet günaydın […]
Hayatının Yönetmeni Misin? – Varol Kara
Şükrü Erbaş’ın her anımsadığımda beni etkileyen düşündüren dizeleri şöyledir: “Bunalıyoruz çocuk, bunalıyoruz / Biçim veremediğimiz şeylerin/ Biçimini alıyoruz.” İnsanlar yaşamları boyunca bir biçimde, genellikle başkalarınca çizilen sınırlar içinde yaşarlar.Tüm dinler, mezhepler, düşünce sistemleri, devletler, yönetim erkleri, zamanla oluşan gelenek görenekler, insanları belirli sınırlarla kuşatırlar. Çok kısıtlı bir zaman dilimi var elimizde. Hayatımız dediğimiz bu sürenin […]
Yılmaz Güney Sineması ve Umut – Tamer Uysal
Devrim Sineması deyince Türkiye Sineması’nda Yılmaz Güney geliyor aklımıza… “Devrimci sinema yol gösteren değil düşünmeye sevkeden filmlerdir” demişti Güney. O bir Efsaneydi sinemamız için . O’nun “Umut” filminden de sözetmek gerek. “Güzel adam, bizim toplumun adamı değildir, ağam… Amerikan sinemasının adamıdır” diyordu Yılmaz Güney. Sinemamızın “Çirkin Kral”ının adı sansürle, yasakla, mahpusla, kelepçeyle anılmıştı hep. Fırtınalı […]
Şiir Kumbarası – Salih Sezen
masmavi bi ağzın olsaydı nasıl da gülerdik onunla hiçbir şey yapmadan sanki yolun kenarında sonsuzluk varmış gibi durup bakardım sana oh olsun yani daha adamın birini ben sanırdım herhangi bi zamanda ama ben de nerden çıkarıyorum gözlerinin şaha kalkışını canıma değsin bu arada deniz kabuklularına yüz vermezken ressam arkadaş bir şey daha yoktu belki kaçınılması […]
Haşlanmış Pudra – Ferit Değer
Göz oyuğunda yeşeren ter damlacığında, haylaz delirme…Demin, mayışan mukavva merdivenlerde kırık, uygunsuz çığlıklar dağıldı.Çıkık dudaklarda bitik, pir anılar dövülüyor!Gövdem buğusuna kapılırdı, ardı ardına yaşanan asık suratlı hengame fücuralarına.Sen, sırtına asılmış menfur kıyam kıymıklarından düşürülmüştün… Tepetakla dağdan yuvarlanmış kaftan, çocuk tizleri!Umarsız sabah sekiyordu, dünden kalma seme spesiyal durumlara.Yakıldığı şiirin ucunu emiyor, bugün başını okşadığın kofti uysallık.Aralanan […]
Yaratıcılık ve Sanat – Fırat Büyükcivelek
Güzel bir manzara karşısında, mimari bir yapının ihtişamında ya da sevdiklerimizle geçirdiğimiz bir akşamın büyüsünde o anı hafızamıza kazımak, ölümsüzleştirmek için fotoğraf çekeriz. Bu ister profesyonel bir kamera ile ister cep telefonumuzun ön kamerasıyla olsun hepimiz fotoğrafın kompozisyonuna, o an ki ışığa, o anı nasıl ölümsüzleştirmek istediğimize dair bir çok yaratıcı karar verir ve uygularız. […]
Altın Suskunluğumda Asi Kelimeler – Ali Köseoğlu
Düşle düştüm yaşama Uyandım acıyla düşten yaşama Çalarken bakıra güneşin rengi Kemikten sıyrılmış et gibi Çarptı yüzüme hayat gerçekleri Kurtuluşum bir gizde gizlenmiş sanki Dolamışım en güzel sesleri kesik dilime Kim yasaklayabilir ki asi kelimeleri isyankâr şiirime Selama durur dizlerim sürgüne giderken Ebuzere Arkamda geçmiş önümde ölüm Sırtımda dünya yüküm Kalıyorum halka dışında başkaldırdıkça Kapatıyor […]
Gündüz Düşleri ve Yeşil Buğday Tarlaları – Feride Cihan Göktan
Boşluğa doğru konuşuyordu darmadağınık olmuş beyaz saçlarıyla. Ne konuştuğunu anlamak mümkün değil. Tamamlanmamış cümleler sırası değişmiş kelimeler belki de yıllarca içinde sakladığı beklemekten eskimiş yıpranmış yırtılmış cümleler. Yaşlı kadının ağzından öylece darmadağın boşluğa dökülüyordu. Tam o sırada güneş de batmaya hazırlanıyordu. Anneciğim, dedi yüzündeki hüzün odanın loşluğunda bile o kadar belli ki diye tanımlanabilir olan […]
İmkansız Merdivenler – Birsen Girgin Sunguray
Penrose merdiveni veya imkansız merdiven, Lionel Penrose ve oğlu Roger Penrose tarafından oluşturulmuştur. Penrose merdiveni, Penrose üçgeni üzerine yapılan bir varyasyon çalışmadır. Bu nedenle öncelikle Penrose üçgenine bakmak gerekmektedir. İlk olarak İsveçli grafik sanatçısı Oscar Reutersvard tarafından oluşturulan üçgen, bir tribar olan nesnedir. Oscar Reutersvard, uygulanabilir görünen ancak fiziksel olarak inşa edilemez, 3D çizimler alanında […]
Son Yorumlar