Caddenin Halleri – Elif Tura
Mine “Baş başa içip müzik dinlemeyeli yıllar olmuş” dedi Burak’a. “Bizimki anneannesinin yanında kim bilir kaçıncı rüyasını görüyordur.” El ele tutuşmuş, ağır ağır yürüyerek Kurbağalı Dere’nin üzerindeki köprüye gelmişlerdi. Yaşlı bir sokak köpeği yanlarından usulca geçti. Gittikleri küçük mekânda sahneye çıkan amatör grubun gitar soloları, bateri ritimleri hâlâ kulaklarında çınlıyor gibiydi. Kapıda “Yüksek ses işitme […]
BAHARA DOĞRU-Fikret Çelik
Dokunulabilmeli bir çiçeğe, Zaman bahardan yanayken. İliklerine işlemeli insanın yağmur, Bir ikindi vaktinde nisanın. Rengine kapılmalı daha sonra Yaprakla ahenge dem vurmuş, Dalından koparılmamış bir eriğin. Damakta kalmalı tadı her bakışta Gökyüzü, kuşağına gebeyken. Fikret Çelik
Ece’den Biliyorum – Gülşah Babayiğit
Yine kan ter içinde yatağımdan fırladığımda saat gece yarısını çoktan geçmiş, zar zor daldığım uykulardan böyle havaleli kalkışlarım moda olmuştu. Tanrı biliyor ya böyle zamanlarda yaradılışım ile ilgili bir zamanlama hatası olduğunu düşünmüşümdür hep. Karmakarışıktım. Her uyanışım aynı akıbete uğruyor. Düşünceli gündüzlerin ardından gecelerde dar geliyordu artık. Bir garip ademoğluna duyduğum aşk tüm imkân ve […]
İYON MESELESİ-RIDVAN YILDIZ
erkekler beklemeyi seçer kadınlar gelmemeyi papağanın gagasında evrildi diksiyon unuttuğum bir sürü şey var seni niye unutamıyorum sesin başka bir versiyon acı ödenemeyen bir borçtur varsıl hükümetler tepemizden dökerken hayatla bağlantımız var az da olsa süspansiyon ayet gibi kadınlar ikna ediyor gözlerimi elleri aile sıcaklığı bir pansiyon kum suların yorgunu çünkü güvendiği taşa vermiş sırtını […]
Sardunya Kokusu – Melek Koç
Kadınlar gibiydi sardunyalar da. Kokularını onlara dokunan ellere bırakırlardı. Yusuf’un elleri sardunya kokardı. Dokundukça kırmızı bir sardunya olurdu Gülnaz Yusuf’un ellerinde. Öylesine suskun, öylesine kederli, öylesine güzel… Pencerenin önündeki sardunyalara sevgiyle baktı. “Yok, böyle olmayacak, bir şeyler yapmam gerek,” diye mırıldandı. Mutlaka bir çıkışı olmalıydı içinde kaybolduğu […]
Sonsuzluğun Acısı -Ahmet Esat Hotalak
Uyandı. Kendini iyi hissetmiyordu. Ayağa kalkamadı. Beyni sanki sadece birkaç hücreyle çalışıyordu. Diğer zindanlardaki mahkumlara seslenmeye karar verdi. “Hey, kimse var mı?” dedi güçsüz bir sesle. Çıt yoktu bu yeraltı zindanlarında. Oradaki herkes öldü mü, gitti mi bilmiyordu. Bu sessizlik can alacak derecedeydi. Cezası hapis değil de sonsuz bir sessizlik içindeki sonsuz bir yalnızlıktı sanki. […]
YAZARIN KADINLARI-Hasan Güneş
Sahil şehirlerinin herhangi birinin denizinde intihar eden genç bir kadın hayal etti yazar. O sıralarda sevgilisi onu aldattığı için beni yarattığında böyle bir tasavvura kapılmış olmalıydı. İntihar sebebi(m), hayata aynı zaviyeden baktığına ikna edemediği(m) bir yazardı. Bir kitap fuarında tanımıştı kız onu, her kitabını çıkar çıkmaz okuyan hasbi bir hayranıydı. Yeni çıkmış Mekâna Sığmayan Zamansız […]
Benimle Oynar Mısın?- Ezgi Tabar
-Pardon, bakar mısınız? Benimle ip atlar mısınız ya da sek sek oynasak birazcık, olur mu? – Ne diyorsun Allah aşkına, deli misin nesin? -Pardon, gitmeyin lütfen, bari biraz evcilik oynasaydık… – Çattık yahu, git kızım başımdan, şu alt sokakta çocuklar top oynuyorlar çok istiyorsan git onlarla oyna. – Onlar istemiyorlar beni, geçen gün istemeden biraz […]
Anaç Gece – Hüseyin Çağırgan
gün sızar eşiklerden geceyle gündüz öpüşürken kapıları açılır bin bir öykünün yaşandığı evlerin kalın perdeleri çekilir pencerelerin çocuk sesleri doldurur sokak aralarını güneş verirken harını ağır ağır kahveler sunulur gümüş tepsilerde iğne oyasından örtüleriyle kim ev sahibi kim konuk sesler seslere karışır gün batar uzaklardan babalar gelir omuzları düşük gözleri kanlı, bakışları yorgun çocuklar nazlanır […]
Sokağa Düşen Ayraç – Aziz Nayır
Yazık dedi dönüp adıyla başlayan seslenişe yaşlı bir bulutun yol verdiği aydınlık grinin hep bulanık ve karışık kimliği ne siyah ne beyaz bir filme başlandı . o atları sildiler düşlerimizden çünkü kırık yürekle yaşamak pek zor bir yolu yoktu bildiğin sırçayı yeniden biçimlemenin ve yıkamanın gölgeyi, düşmüşse suya . çocukların geldiği zamanlardı coşkusuz, bakışsız, yüreksiz […]
Felsefeci ve Güzel Kız – Galip Önlü
Yorganı üzerinden hızla attı, doğruldu ve sisli camı soğuktan kızarmış elleriyle sildi. Sökük ranzanın yanı başındaki kırık dolabın üstünde gözlüklerini aradı. Gözlerinde keskin kırmızılık, yaşarma, bir nevi morarma hâkimdi. Gözlüklerini taktıktan sonra dışarıyı seyretmeye koyuldu. Masmavi gökyüzünün kapkara yeryüzüne olan uzaklığı fazla değil gibi… Martılar mutlu görünüyor, kuşların kafaları rahat. Özgürce uçuyorlar… Böcekler, ne kadar […]
İsmail Bey’in Hikâyesi – Merve Kubanç
Annem, beni buraya bıraktığından beri uzun zaman geçmişti. Öyle uzun zaman ki, ilk başlarda, günlerin hesabını tutmayı denedimse de yolun çeyreğine bile varamadan, saymayı bırakmıştım. Bu vazgeçmişlik, beklemek konusunda yardımcı olurdu belki. Ama olmadı. Birini ya da bir şeyi beklemek, insan denen yaratığa verilmiş en büyük ceza olsa gerek. Aynı bünyede ümit ve hayal kırıklığı. […]
DİL-RUBA-Rümeysa Boğa
Şiir yazan kadınlar için mevsim normalleri şimdi, Yağmurun mürekkebe talip olduğu saniyelerindeyim günün, Elimde kalemim, Pervazımda gönülçelenim. Perdemi aralıyorum, Radyonun sesini açıyorum, Daha çok açıyorum, Tüm dünya duysun diye bu türküyü, Nasiplensinler bilakis.. Öyle bir geçer zaman ki diyor türkü, Duruyorum, Nasıl geçti seneler diye düşünüyorum? Türkü devam ediyor, Bir cevap buldun mu sorulara? .. […]
Son Yorumlar