İçimizde Kasım Gibi Bir Şeyler – Josef Hasek Kılçıksız
Tuza, ekmeğe benzemiyordu, barbarların bizden çaldığı Tavanı tıka basa sokak evimize benzemiyordu Orada kaç çeşit çağ yıkıldı, bir o kadar da hayatta kalınmışlık Kaç Kasım gizliydi Lili bavul kayışlarında ? İşgalci bir sus kuşatmıştı zamanı Heykellerin yüzünde abartılı bir ciddiyet, sanki bir yere gitmeye hazır Giden kalan meselesi değildi Burada yol sadece bir kadastro meselesiydi Yarasıydı […]
Güz Sonatı – Dilek İşcen Akışık
“Casablanca” filminin ünlü oyuncusu Ingrid Bergman’ın son filmi Güz Sonatı’nı izledim. Film öncesinde yönetmen Ingmar Bergman bir konuşma yaptı, anlattıkları beni etkilediği için kaleme aldım. Filmin çekimleri başlamadan önce yönetmen oyuncuyla çalışmaya geçtiğinde, onun ezberini tamamlayıp rolünü kendine göre çok abartılı olarak yorumladığını görür. Abartıdan hoşlanmadığı halde böyle bir yıldızı eleştirmek istemez. Gelin görün ki […]
Belgin Bıyıkoğlu
İlkokulu İstanbul ve Çardak’ta okuyup ardından Çardak Ortaokulu ve Lapseki Lisesini bitirdim. Ege üniversitesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okuluna bir sene devam ettikten sonra aynı üniversitenin Fen Fakültesi Mikrobiyoloji Bölümünden 1981 yılında mezun oldum.1981 den 2015 yılına kadar ilaç sektöründe orta kademe yöneticiliği yaptım. 2011 – 2018 yılları arasında çeşitli dönemlerde Jale Sancak […]
Subay Nurcihan’ı Neden Almadı? – Belgin Bıyıkoğlu
Dalgaların sesi kulağımda, karşıda işveli bir kadın gibi sere serpe uzanmış Gelibolu’ya bakarken, eflatun sisin içinden süzülen ışıklar birer birer sönmeye başlayınca; çocukluğumun, ilk gençliğimin geçtiği bu kasabadan artık daha fazla uzak kalamayacağımı anlamıştım. Arka arkaya sıralanıp uzun bir kuyruk oluşturan tırların yanından geçerek, zorlukla iskeleye ulaşmış, çaresizce eskiden izler bulurum diye bakınmıştım ama yoktu. […]
Derin – Emine Oğuz
Günler hep aynıydı. Geceler ise bambaşka. Odadaki aynanın üzerinde yazılı cümleyi tekrar tekrar okudu: Kader; bir birimlik ömür denen yolculuğumuzda dermansız dert olup yapışmıştır bize, söküp atamadığımız… Sol eliyle sol memesini yan tarafa çekti. Yapışık iki terli vücuttan ayırdı. Solukları sıklaştı adamın, “Nihayet”. Kasılmalarının bitmesini bekledi. Ve yan tarafına düşüşünü et yığınının… Usulca arkasını döndü, […]
Gelirsen Tek Başında – Zeynel Kürkçü
AdaÜstü mavi gökİçi yeşil ormanDibi mavi yeşil su Ben gel demesem deGelirsen tek başına. Yılkı vakti gelmiş,Kendini gümüş kanatlı Pegasus sananTeneke nallı payton motorları Çekip alır seniSaklandığın yalnızlığın ardından Çok önce kök tutmuşSuskun ağaçların korosu Bir meltemle başlar Özlediğin meşke Ya Rodrigonun keman konçertosuYa da Sümmani’nin Ervah-ı Ezelden Nameleri sarar tek kişilik Sahte bir başınalığını Ben gel demesem de Gelirsen tek başına.Bir Rum meyhanesindeİki […]
Neden, Niçin ve Âşıklar -Aynur Altaş
İlk seferindeki gibi tat alınır mıydı âşıktan? Sevgilinin eskisi oluyor, ilk defa birinin gözlerinin içi gülünce de yenisi doğuyor aşığın yüreğinde. Doğrusu, aynı bakıp farklı şeyler görmek yalnızca aşığın işi. Aynı gözler bir başkasında arıyor kendini ve kendi yolunda kaybediyor aşığının izini. Böylelikle her yeni günle beraber başlıyor aşığın işi. Önce “günaydın” sonra bir, iki, […]
YORGUN SABAHLAR – Yusuf Mengi
Seninle de böyle yorgun sabahlarımız olurdu Çok hırpalanmış gecelerin ertesi günlerinde O zamanlar bir büfe vardı orada sabah gider çay içerdik Şimdi ne o büfe var ne o çay var ne öyle yorgun akşamlarım ne de öyle güzel sabahlarım var. Geride kalmış böyle saçma sapan, yalnız, dinlenmiş, sağlam bir bünye ile Az yaşamış […]
KEDERLİ BENLİK -GALİP ÖNLÜ
Şöyle dönüp bir geriye bakıyorsun, geçmişe… Beyninde tasarlıyorsun bazı zaafları, eksiklikleri… Bunu yapmaya kalkıştığın anda sanki geçmişte yaşamış olduklarını tekrardan yaşıyorsun, canlandırarak. Dayak yediğim o züppe çocuk geliyor aklıma… Kalıbı irice, oldukça cüsseli, biraz da şeytani… Gözlerde bir öfke mizacı oluşuyor birden. Güneşin her gün aynı yerden doğmayacağını, hiçbir şeyin aynı kalmayacağını, her şeyin […]
Artık ayrı ayrı döneriz baba evine- Mehmet Özgür Ersan
Anlaşılmamaktan çok daha acı Kara düzen bir solukta Yaşanan aşklar işte yaşadığımız Dudaklarının arasından fısıltıyla çıkardı Seni seviyorum sözü oysa biz gençken Neşeli kurbağa şarkısı olmak isterdik Bir nilüfer yatağında Üzerine çakıyla işlenmiş bir masalı Yazgımızdaki neden diye Bir kez öpmeden Devrime nikâhlı bedenlerimizle Geride bırakıp Yoldaşlar güzel insanlar Bu yola birlikte çıktık Uzun ve […]
Özlem-Uğur BAYRAM
Mutlu zaman öyküleri yazıyorum Şehir caddelerinin tiyatro sahnelerinde Karma karışık saçların taranmaya mahkum Özlemiyle karalıyorum beyaz kağıdı Ulaşılmaza aşığım o bana ben o’na mecburum. Uğur BAYRAM (1.7.2019)
DÜRÜST YALANCI -Ersin KURT
Birkaç yıl önce, çalıştığım turizm firmasını temsil etmek üzere çok hazzetmediğim bir iş arkadaşımla birlikte tamamen iş icabı İzmir Fuarı’na ‘çalışan’ sıfatıyla iştirak etmiştik. Şehirler arası yolculukların kıtalar arası yolculuklarla eşdeğer olabildiğini ilk kez o yolculuğumda deneyimledim. İnsan, İzmir gibi Ege’nin incisi bir şehire giderken dahi yolculuktan hiç keyif alamayabiliyormuş. Tren yolculukları da bu […]
Çocukluğumun Yaz’ları-Ruhsar Ünsal
Karneye geri sayım,, ve hatta köy ilkokullarına gıpta ediş o zamanlar okullarda mayıs bayram ayı,,maarif sıkıştırmıyor son yazılı, giriş sınavı,karne parası diye ..önlükler atılıp annemizin diktiği bembeyaz bluzlar, şortlar giyiliyor, özgür, mutlu ve kendimizi seve okşaya koşuyoruz okula.okulda ilkyaz havası, heyecanla tatil planları yapılıyor , geçen yaz maceraları o küçücük beyinlere şimşek hızıyla gelip yerleşiyor […]
Son Yorumlar