Sen Söyle – İsmail Esiner
Sen birde beni düşünsene Yılların geçişi kolay mı? Oldu öyle Söyle çekinme söyle Geçen zamanların yürümelerini söyle Koşmalar bahane, zaten benimle Emekleyen hayatın ayağa kalkışını söyle Söyle ki yüreğim ferahlasın Söyle ki tüm dünya Yüzüne bakıp kolay mıydı diye haykırsın Bırak gidenler gelenlerden Cevap arasın Sen düşünür ben düşünür Kaybolan yıllar düşünür Söyle söyle Yeter […]
Pencere – Erdal Taşkın
Zemin kattaki küçük odanın tek ve büyük penceresiydi. Hayata bakan tarafında kendisiyle aynı büyüklükte bir güvenlik kafesine sahipti. Bu kafes, duvarın içinden çıkan enine dokuz, boyuna yedi kalın demir çubuğun eşit aralıklarla birbiriyle kesişmesinden oluşuyor, yaşamı seksen küçük kareye bölüyordu. Bu çok parçalı görüntü yine demir pervazla çerçevelenip bütünleniyordu. Pencerenin kanadı da pervazı gibi demirdendi […]
Kerem Yılmaz
. Antalya’da oturuyorum. Aslen Ankaralıyım. 21.01.1980 doğumluyum. Gazi ve Ankara Üniversite’lerini bitirdim. 2012 yılından beri, Protez Uzmanı Diş Hekimi olarak kendi muayenehanemde çalışmaktayım. Çalışmam, umarım derginizde yayımlanmak üzere kabul edilir. Sevgi ve saygıyla… Şiir: 1) Çiçek (2019). Türk Dili Dergisi. Sayı: 812, s.57. Salmat Basım; Ankara. 2) Göçebe Yeşil (2019). Ot Dergisi. Sayı 79. İleri Basım Mat; İstanbul. 3) Kayıp Çocuklar […]
GÜNEŞ- Kerem YILMAZ
Yeşil içinde rastladığım bir mavi kantaron çantamda Deniz çekiliyor sandım tango çalarken kulağımda Sarı arı olup dokundu deniz üstündeki tomurcuklara Teşekkür ettim denizde tomurcuk yaratan şarkıya Sarı damarlarımda su besledi ruhumu sonra Gülümserken bir kadın saydamlaştı birden dünya Yeşil üzerinde nur kırmızıya hayran eden Denizi sulayan güneş kıyı kırmızıyı büyüten Isıtıyor içimizdeki sitem güneşe duyulan özlemi Sabrediş kokuyor kıyı tomurcuk mavi olurken…
Gri Çığlık – Hatice Dökmen
Akşamın alacası Kadıköy’ün üstüne çökeli epey oldu. Rıhtım caddesi bu saatlerdeki telaşını giyinmiş, insan ve araç kaynıyor. Halime’nin yorgun ayakları da aynı telaş içinde. Bir daha adımını bile atmayacağı o evi arkada bırakalı çok olmadı. Herkes gibi o da yeşil yanmasını beklemeden caddeyi geçip durağa doğru yürüyor. Vapur düdükleri, korna seslerine karışıyor. Bir ambulans acı […]
Dolunay – Murat Gökhan Gökdemir
Hava kararmıştı. Ay o gece görünürde yoktu. Böyle zamanlarda odada ne kadar fazla mum yakılırsa yakılsın, etraf aydınlık olacağı yerde bir o kadar daha kararırdı. Aylardır masamda yosun tutmuş davetsiz bir çocuk kitabı vardı. Bu saçma kitabın nereden yolunu şaşırıp masama demirlediğinden en ufak bir fikrim yoktu. İçsel bir karara varmıştım aslında buna dair. […]
Issız Bir Sokak Ruhum-Beyzanur Yılmaz
Issız bir sokak ruhum, Kırık bir lamba var köşede. Ne bir yol görünüyor ufukta, Ne de bir kaldırım taşı var soluklanmalık. Issız bir sokak ruhum. Sabahı bekliyor sanki. Doğacak güneşle aydınlanmayı umuyor. Tepesine birikmiş bulutlardan habersiz. Issız bir sokak ruhum, Ne saati soracak, Ne adresi öğrenecek, Ne de merhaba diyecek kimsenin geçmediği. Issız bir sokak […]
“MOLLA NESREDDİN” AZERBAYCAN’IN İLK KARİKATÜR VE MİZAH DERGİSİ-Furkan Bayrak
(Derginin 1909 yılında 17.sayısında yayınlanan Gaspiralı Beyi konu aldığı karikatürü, www.gunceltarih.org’dan) Azerbaycan’ın İlk Azerbaycan Türkçesiyle, belli bir süre ise Arap alfabesiyle yayınlan karikatür mizah dergisidir (Askerova 2006, 100). Düzenli aralıklarla yayınlanan dergi 1906-1918 yıllarında Tiflis, 1920-1921 yıllarında Tebriz ve 1922-1931 yıllarında Bakü’de yayınlanıştır. Dolayısıyla toplam 25 yıl yayınlanmıştır (Hacızade 2009, 51). Dergi Azerbaycan’ın yanı sıra İran ve […]
Uzun Misafirlikler-Josef Hasek Kılçıksız
Sen aramızdan ayrıldıktan sonra yaşama isteğimizin çiçeğini kurutan nihai bir salgın başladı. Bugün, dün ve dünden önceki gün arasındaki bütün köprüler adeta yıkıldı anne. Bizi soracak olursan ablam hâlâ evlenmedi. Bense mezun oldum. Garip gelenekleri olan bir köyde antropoljik araştırmalar yapmak üzere bu sabah ablamdan ayrıldım. Sen gideli zaten hiçbir yere ait değilim. Her yerde […]
Utanç Gölgeler – Ferruh Recai
iflasımı saatlere öteledim yarım gecemde ziyan basılacak birkaç evren sendeler boşluğun takibi zor yolculuk bir yanım sahip olduğu hayattan kor gökkuşağı bedel çantada yön penceremde karga metropol saklı gözlerinde bu döngü vakit kaybı ve epeyce zor Ezelde güneşim gölge yaptı yarına sahip insaniyet namına üzüntüyü az biraz yorup iklimleri ve mevsimleri biriktirip yarına yor.
Shakespeare’in Gölgesinde Ütopik Bir Dünya Yaratmak/Arnold Wesker’in Uyarlaması Tacir-Özge Paksoy
Shakespeare’ in düşleri var mıydı? İnsanlık tarihi boyunca yaşayan yazarlar, düşünürler, sanatçılar insanlığın içinde bulunduğu gerçek dünyadan rahatsız mıydılar? Dali zamanın insanlar için eriyip gitmesindense yeni bir zaman yaratmak mı istiyordu? Her insan gibi yazarların da düşleri var. Düşlerimizi yaşantımızdan ayrı tutamayız. Kendi düşlerimizi bir başkasının düşünceleri üzerinden anlatabilir miyiz? Arnold Wasker ütopik ve toplumcu […]
Lisanu-l Gayb – Mehmet Özgür Ersan
Her dem ve vakit Remizle saklanmış irfan Diline aşina olana ayan Ariflerdedir anahtarı İnsansın Bu dünyada Gerçekleri gören göz sende Dünyada kör olan Ahirette de kör imiş meğer Beden de ruhu görmeden Batını görmez imiş bu göz Ham hayal ve şeytanı vesvese Engel olsa da Hem gerçek hem rüya Bu dünya Zahidin vaadine ne inanayım […]
AYRAN YOK MU?- Berrin Yelkenbiçer
Önce dumanı tüten pidelere şaştı. Babasının üzeri daha yeni örtülmüş, toprak henüz oturmamış, birileri su döküyor. Taşlar beyaz, annesinin yüzü beyaz, kafalardaki örtüler beyaz, bir tek serviler yeşil. Kutuları kimin getirdiğini görmedi. Onca kişinin tüten dumanların etrafında ayin yaparcasına ne ara toplaşıverdiklerini de görmedi. İştahla yenilen, daha soğumadan midelere iniveren pideleri gördü sadece, parlayan […]
Son Yorumlar