Sorular – Bahattin Gemici
Nasıl başladık güne Ve nasıl geçti koca gün Bir selam verdik mi sıcacık Bir çocuğu sevindirdik mi Güldük mü ağız dolusu Hayal kurduk mu bakarken bulutlara Bir çiçek sunduk mu sevgilimize Bir şiir okuduk mu Nasıl kazandık ekmeğimizi Paylaştık mı acıyı ve sevinci Rahat mı gönlümüz yatağımızda Nasıl başladık güne Bahattin GEMİCİ
Sonsuz Sözler – Samet AYNACI
Mutluluğun doldurduğu sayfalar benliğimin derinliğinde Renkleri solan günlerin tablosu gökyüzünde hayat bulurken Zamanın sildiği düşler geleceğin izleriyle toprağın üzerinde belirirken Karanlık sözcükler boğuluyor denizin güzelliğinde Rüyalar aleminde huzur dolu attığım adımlar Mürekkebi solmayan anı defterleri oldu Tasvir ettiğim günlere ulaşmak için bastığım kaldırımlar Sonuna nokta konulamayacak sözler oldu Samet AYNACI
Türk İşi Felsefe -Murat Gökhan Gökdemir
Kimseyle konuşmuyordum. Arabamda öylece kabak çekirdeği çitleyip bira içiyordum. Günlerden pazartesi olduğunu sanıyordum. Oysaki günlerden çarşamba olduğunu bir ara merak edip cep telefonumdan öğrendiğimde buna hiç şaşırmamış, kendime yine acımak için bir neden bulmuş biri olarak, matah bir keşifte bulunmuş gibi neredeyse sevinecek olmuştum. Sonra da toparlayıp ‘’Sen ne yapıyorsun bilader’’ deyip kendimi kendimle kardeş […]
UMUT BEKÇİSİ – Dilşah Dinçer
Kalemden çıkanlar esir oluyor beyazlığa Perdeleri dans ettiren rüzgar titretiyor beni Sandalyemden kaldırıp, başka şehirlere götürüyor Denizin kokusunu kucaklıyorum Sahildeki balıkçıyı görüyorum gün batarken Kaybolacağının telaşıyla kızıllığı dolduruyor kovasına Üstü başı bulanmış güne, güneşe Yorgun bakan gözleri ve yalnızlığıyla Siz hiç yirmisinde bir balıkçı gördünüz mü? Dilşah Dinçer
Vedat Türkali İle Söyleşi – Mehmet Özgür Ersan-Zeliha Demirel-Jale Sancak
Mehmet Özgür Ersan : Hocam öncelikle hoş geldiniz. Sizinle söyleşi ve sohbet yapmak çok heyecanlandırdı, konuya nereden başlayacağımızı heyecandan bilemiyorum.Vedat Türkali : Merhaba. Şimdi sohbet yapacağız, söyleşi yani. Eskiden sohbetin adına muhabbet derlerdi. Ben cezaevinde tütün işçileriyle yattım yıllarca. Bunlar Dramalı ve Kavalalı işçilerdir. Şimdi ne diyorlar, Roman diyorlar. O zaman onların yanında da söyleyemezdik. […]
İYİ Kİ VARSIN ÖZGE – Beyza DOĞAN
Kalbim yerinden çıkacakmış gibi hissediyordum. Gözümden yaşlar süzülürken hissettim işte o duyguyu. Kocaman bir yıldır, konserime verdiğim isimin onlarca kişi tarafından duyulmasından dolayı olan mutluluk duygusunu. Şimdi geniş, kocaman bir sahnede onlarca insan önünde başımı yasladığım kemanım ve o ayağımın hemen yanı başında içi kül dolu cam kavanoz ile duruyordum. Öylece mutlu ve huzurlu. Beyaz […]
Zümrüd-ü Anka – Songül Akyıldız
Ki ben; Bütün günahlarımdan Arındım da geldim Hoyrat bir dünyada Ayaklar altına alındı Kıyıma uğradı Anadan üryan düşlerim Körkütük bir sarhoş gibi Bilinmezlere vurmuşken kendimi Hislerime tutundum Felfecir okuyan sert rüzgârlarla savrulurken Çaresizce yüreğime sarıldım Gözden düşmüş na müsait bir devri bitirdim şansa bırakmadan Ne salgınlardan ne kargaşalardan öte durdum yıkılmadım Ağrı dağı gibi dimdiktim […]
Kral İle Sığırtmaç Armano – Hacer Taner Bulut
Bir varmış, bir yokmuş. Çok uzun zaman evvel köyün birinde saftirik bir sığırtmaç yaşarmış. Bu sığırtmacın adı Armano imiş. Armano, köylünün ineğini, danasını, sığırını ve koyununu otlatarak geçimini sağlarmış. Armano’nun evi köyün en yüksek tepesinde, derme çatma tahtadan, yoksul bir evmiş. O, köylünün verdiği üç beş kuruşla geçimini sağlarmış. Zaten giysi ve yemek dışında pek […]
Kışa Açık Kapı Bıraktı Bahar – Dilek İşcen Akışık
Öğren Kitabevinde çatık kaşlı, giysileri marka kokulu bir adam çok satan kitapları bilgiç bakışlarıyla tarıyordu. Yasemin Kokulu Elbise’yi adına yakışan zarafetle taşımak varken oncağızı yangından mal kaçırırcasına hızla raftan indirdi. Yan tarafta aynı yazarın İçimizdeki Düşman adlı kitabını inceleyen bir kadın… Adam yan gözle kadına bakarken o sayfaları kendinden geçmişçesine çeviriyordu. “Çok etkileyici! Okumanızı öneriyorum.” […]
Özgürlük Umudu – Hatice Dökmen
Kaldırımda kırıyorlar anaç kanatlarını hani o bildiğimiz Arnavut kaldırımlarında hani o köşeyi dönünce, piyangocunun önünde bir ömür pır pır ediyor bulutlara bir ömrün zehri akıyor bir damla yaşla ve bir avuç insan haykırıyor “kadın cinayetlerine son, kadınlara özgürlük!” Çukurda buluyorlar taze kanatlarını çukur karanlık, çukurda börtü böcek çukurda bir sabi, saçları altın sarısı çukurda sönmüş […]
Bir Yerlerdeki Bir Öğleden Sonrası – Murat Gökhan Gökdemir
Sevilay, portmantodaki renk ve biçim olarak diğerlerinden farklı olan; uçları sivri, topukları bir hayli ince, kırmızı renkteki ayakkabılarını işaret ederek, “Haydi şimdi bunları giy ve arkamdan yürü, sonra da ne söylemek için geldiysen gevelemeden ağzındaki baklayı çıkar ve geldiğin gibi de burayı terk et. Seni son kez dinliyor olmamın şartı bu” dedi. Faruk bir anlık […]
Yan-lış – Aziz Nayir
Elifin e’sindeyim kıvrık bir telaşla uzayan yollar sana gelir mi gece, yüklesem rüzgarlara , anlayacağın; gülden pembe, şekerden beyaz yeryüzü her dem bir karış toprak , gittiğimiz kadardır , ötesi meçhul yolun aydan yana şansım yok, meltem yok kararırsa bakışların tam zamanıdır gül yok, diken yok, bülbül hiç , elifin e’sindeyim bir kitabın ucu kıvrık […]
Gurbet Treni – Kerime Ural Cengiz
Oturduğu koltuktan heyecanla kalktı. Eskimiş gar duvarında asılı saate baktı. Gelmedi tren, kulübenin içinde oturan memura yaklaşıp yarım yamalak Almancasıyla, Sirkeci’den Münih’e gelecek treni sordu.Gözleri kâğıtlarda adam başını kaldırmadan bir saat sonra demişti. Of şimdi bu süreyi nasıl geçirecekti? Geriye dönüp kalktığı koltuğuna oturdu. Sirkeci’den Münih’e gelmek için iki gün üç gece yolculuk yapmıştı, Münih’e […]
Son Yorumlar