Özgürlük Umudu – Hatice Dökmen
Kaldırımda kırıyorlar anaç kanatlarını hani o bildiğimiz Arnavut kaldırımlarında hani o köşeyi dönünce, piyangocunun önünde bir ömür pır pır ediyor bulutlara bir ömrün zehri akıyor bir damla yaşla ve bir avuç insan haykırıyor “kadın cinayetlerine son, kadınlara özgürlük!” Çukurda buluyorlar taze kanatlarını çukur karanlık, çukurda börtü böcek çukurda bir sabi, saçları altın sarısı çukurda sönmüş […]
Bir Yerlerdeki Bir Öğleden Sonrası – Murat Gökhan Gökdemir
Sevilay, portmantodaki renk ve biçim olarak diğerlerinden farklı olan; uçları sivri, topukları bir hayli ince, kırmızı renkteki ayakkabılarını işaret ederek, “Haydi şimdi bunları giy ve arkamdan yürü, sonra da ne söylemek için geldiysen gevelemeden ağzındaki baklayı çıkar ve geldiğin gibi de burayı terk et. Seni son kez dinliyor olmamın şartı bu” dedi. Faruk bir anlık […]
Yan-lış – Aziz Nayir
Elifin e’sindeyim kıvrık bir telaşla uzayan yollar sana gelir mi gece, yüklesem rüzgarlara , anlayacağın; gülden pembe, şekerden beyaz yeryüzü her dem bir karış toprak , gittiğimiz kadardır , ötesi meçhul yolun aydan yana şansım yok, meltem yok kararırsa bakışların tam zamanıdır gül yok, diken yok, bülbül hiç , elifin e’sindeyim bir kitabın ucu kıvrık […]
Gurbet Treni – Kerime Ural Cengiz
Oturduğu koltuktan heyecanla kalktı. Eskimiş gar duvarında asılı saate baktı. Gelmedi tren, kulübenin içinde oturan memura yaklaşıp yarım yamalak Almancasıyla, Sirkeci’den Münih’e gelecek treni sordu.Gözleri kâğıtlarda adam başını kaldırmadan bir saat sonra demişti. Of şimdi bu süreyi nasıl geçirecekti? Geriye dönüp kalktığı koltuğuna oturdu. Sirkeci’den Münih’e gelmek için iki gün üç gece yolculuk yapmıştı, Münih’e […]
Suçlu Kim? – Galip Önlü
Hâkim tokmağını masaya yapıştırdı: —Suçlu Suphi Saydam! Burada neden bulunduğumuzu biliyorsunuz. Suçunuz cinayet! Bir adamın ölümünden sorumlusunuz. Neler söyleyeceksiniz?Suphi kendini büzüştürdü. Başını sinir içerisinde bir o yana bir bu yana salladıktan sonra geriye çevirdi. Arkasında, düşündükleri düşünceleri rahatlıkla yüzlerinde gösteren çoğu insanı tanımıyordu bile. ‘’Ben suçsuzum’’ dedi. Hâkim, bıkkınlık içinde bir iki garip harekette bulundu. […]
Size De İyi Yıllar – Yelda Karataş
Size de iyi yıllar ey şimdiki zamano atın yelesine bağlı kızıl akşamların yorgun gözlerideniz kokulu pencerenin son yaprak dökümü çocukluğunu esirgeyen bir ömrün saati kırık ve meydan boşalıyorkorkuyorum yağmur alnıma düşmeyi unutursa bir gün aşkın eli çalmazsa kapımı bir dahakorkuyorum umudum yosun tutmasın bir gece yarısıama bakarsın insan uzayda bulur ölümsüzlüğün yurdunu size de iyi […]
Yağmur Damlası – Zühre Uğur
Yağmur yüklü bir bulutum. Gözlerinden, usul usul düşüyorum toprağa. Toprak, açıyor çatlamış dudaklarını, yanağıma öpücükler kondurarak. Çok uzaklarda, damlaların şarkısı, fısıldıyor kulaklarıma. Yağmur damlasıyım, güllere, toprağa , çiceklere açıyorum kollarımı, hasretle sarılıyorum. Ah güneş uykuya dalsa, bulutdan annem, dökse gözyaşlarını toprağa. Güneş’ten önce uyandım, gün ağarmak üzereydi. Gül yapraklarının ,mis kokuları içinde açtım gözlerimi. Gül’ün […]
Sıra Dışı Bir Sinemacı: Andy Warhol -Mehmet Özgür Ersan
There was snow in the streets, Dad was angry and Mom was crying… Andy Warhol * Andy Warhol sıra dışı bir insandır. Dostları Jane Fonda ve Dennis Hopper aracılığıyla davet edildiği bir partiden dönerken karar aldı: Sinema yapacaktı. Bu kararın birdenbire nerden çıktığını soran dostlarına gülümseyerek : “…hep aynı şeylerin resmini yapmaktan sıkıldım. Film yapacağım. […]
Menteşe Beyleri – Fettah Köleli
Menteşe beyleri yeraltı tersanelerinden Tuzlu suya açılırken eğri büğrü Akdeniz çamlarından yapılma tekneleriyleKatran ve reçine kokan kadın savaşçılar Deniz kızları gibi Çifte su verilmiş çelik kılıçların üstünde İnleyip çoğaltırken gizemli tarihiDemire, bakıra, tunca, kalaya, altına Kartala, kurda, tilkiye, çakalaYedi kat yere ve göğe Akıncılar salarken şaman Horasan erenleri Yesevi fermanıyla Öptüler deryanın dudaklarını Ne Daphne […]
İnsanoğlu nereye doğru gidiyor? – Meltem Gikas
İnsan doğar, büyür ve ölür. Her canlı (nefs) ölümü tadacaktır yazılır. Ağlayarak dünyaya gelinir, ağlayarak toprağa verilir. Öyle bir kürenin içindeyiz ki, dehşet kaynayan bir küre, artık her devletlerin kızışan bir problemi var. Eski tarihlere baktığımızda, Osmanlı için hasta adam cümlesi belki de şimdi hasta dünya cümlesine dönüştü. Hasta olan politikalar, hasta olan ekonomiler, hasta […]
AN’la – Aynur Funda Bayraktar
AN”la….Zamana kadim enerjiyi yükleyerek sonsuz şifa döngüsü yaratabilirsin…Zaman yaşamamın kurgulandığı temel komponent gibi görünse de “AN” sonsuz olasılıklarla doludur…Olasılıklar An’dadır… An halikiyeti olasılıkların cevheri kaynağıdır… An yaratımın, atom altı teknolojik kompanentlerinin bulunduğu alandır…Orada sadece simsiyah cevheri bir alan vardır…. Sessizlik bile yok!… Ses yok!…Tüm olasılıklar… Var oluş…. Yok oluş.. Zamansızlık…Bambaşka Alem… Cevheri alem, sırların sırrı “An”… Yaşanan… Yaşanmayan […]
Çocuklara Davranış Kalıbı Kazandırmak – Ali Eren Yıldız
Çocukları birer fotokopi makinasına benzetirim bazen. Etraflarında gördükleri insan kalıplarını kopyalayıp kendi bedenlerine uyarlamaya çalışan… Gerçekten de her ne kadar eğitime maruz kalsalar da; bu doğru bu yanlış diye anne ve babalarından direktif alsalar da çocuklar etraflarındaki insanların davranışlarını takip ederek onlar gibi davranma eğilimdedirler. Çocukların anne ve babalarının istediği ideal bireyler olmaları ve eğitilmeleri […]
Vakit’siz – Mahmut Güven
ve ayazında aynı mehtabın,kırmızıya çalar ,vakitsiz düşler“aşkın harı” gibi,yanaklarında! ah!uzanayım..yanı başına,nefes sıcağı kadar yakın,yürek ürpertisi kadar içtevekasık sancısı kadar tutkulu,dudak payı kadar iç içe.. sonra,nefes kadar sen“hoş geldin”inlemesi yüreğin! ve sevgilim,hayatson bir bahar (daha)verandaya kıvrılmışsuskun çığlıklar fırtınaların eteklerindeumut kadar işte! kuzey* *Mahmut Güven
Son Yorumlar