BİR DEMET GÜL AŞKINA – HATİCE KENDİR/
Asrı sallayacak bir çocuk verin Arşa sevdalanmış sevdası derin Kuzulanmış bir kurt gibi boyansa Devrim yapsa, bir Demet gül aşkına Ruhunun izi değmiş gibi göğe Yürür gibi bulutların üstünde Görürüm pek sancı verdi anaya Ana gibi, bir Demet gül aşkına Kalbini yakan beyaz güvercini Bu çatık kalpli insanlık bilseydi Bir sonbahar değil […]
DİMAĞIMDA KELİMELER – PINAR AYDIN
Hep böyle olur. 34 yıldır böyle uyanırım ben. Önce ensemden kuyruk sokumuma doğru hafiften bir sızı iner, ardından dizlerime giren ağrıyla irkilir aniden uzatıveririm bacaklarımı. Tıpkı bir cenin gibi uyurum ben. Yatağımın çok küçük bir kısmını kullanırım. 10 Yıldır kullandığım yatağın yalnızca 1 metresinin yıpranmış, renginin sararmış ve hafiften yırtılmaya başlamış olduğunu, ancak […]
Dağların da Kalbi Vardır – Zeki AÇIŞ
Dağlar yüksek, dağlar alçak… Dağlar dumanlı, dağlar karlı… Sıradağlar kalabalık Ve dağlar; bazen tek başına, asi, yola gelmez… Rüzgâr sert eser dağlarda. Yağmur yağar, sel olur. Ovalar dağlardan beslenir. Kurtlar dağlarda özgür… Ve dikensiz dağ yoktur. En kokulu güller dağlarda açar. Dağlar bazen eşkıya yatağı, Bazen Köroğlu’nun kılıcı, kalkanı ile inler […]
Neredesin sorusunun cevabı – Şiyar Buzcu…
Neredesin sorusunun cevabı Buradayım diyen kadının sesine yakışır en çok Yeri ve zamanı orası belirler Orası anlam yükler erkeğin orada oluşuna. Neredesin sorusunun cevabı Buradayım diyen kadının dudaklarına yakışır en çok. Buradan ötesi yok olmalı, olmamalı Ayrılıklar yok olmalı Uzaklar olmamalı Yakın olmalı yani tüm uzaklar Kalkmalı tüm mesafeler. Neredesin sorusunun cevabı Buradayım […]
donma noktası – gökhan kılıç
yüreğime serilen ilk örtü bir akşamüstü eve gelmesidir babamın kuru bir ceylan ağzı nasıl değerse suya eli başıma okşamaya öylece inerdi derinliğine uçtuğum gökyüzü annemin yüzüdür kaderine ağlamasından sızan ince bir su birikintisiyim çünkü bir yağmur kesilmesine doğdum ben çünkü günlerin gölgesi düştüğünde yüzüme hayat incecik sümbül saplarından ibaretti o zaman ne uyanmak ne sorduğum sorular sadece […]
Geçmişin Çığlıkları -Emre SARI
Tarih kokan sayfaları anlatmaya ne hacet Donuklaşmış sayfalar her anlatıma malum Hayatın melanetine doğru bütün yaşanmışlıklar İçinden kopamayan o meçhul anlatımlar.. Gizlenemez dışarıdaki uğultu Eser en kuytu köşelerin dibine Yaşanmamış gibi yok olur o sayfalar Erişilmiş bir vuslat günü misali Doygunluğun en dibinde her bir sözcük Kimsesiz kalmış sayfalarda Trajik kahramanları eziyor boş kafalar Anlamdan […]
yokluğunun tadında- sevim KOCACIK…
Sonbaharları hiç bitmedi ömrümün Ben hep ıslandım Ve hep içtim yağmurları aşksızlığında… kaçışlarını umutlarıma doldururken yağan yağmurlarla giydim seni üzerime sen oldum kül olurken tenim yanan ellerinde sen oldum biterken başlangıçlar sözlerinde yüzü belli olmayan adamlar çizdim ardından bakışlarıma dans ettim onlarla şarkılar söyledim sarhoş oldum kimi zamanda ama hiç başaramadım […]
Atlıkarınca – Ezgi Çataltepe – Siyah Beyaz Yayınları
Aynı anda kaç kişiyi sevebilir insan? Aynı anda kaç kişi ile paylaşabilir kendini? Sınırlar nerede biter, nerede başlar? Sonu görünmeyen bu sisli yollar nereye açılır? Tüm anlamadıklarını, önyargıları, çözdükleri çözemedikleri ile kendini hiç istemediği kalabalık, bir açmazın içinde bulan Kayra’nın da söylediği gibi: “…Bu hikâye bir dönüş hikâyesi değil, bir gidiş hikâyesi de değil. Bu […]
Gökten umut yağdı-Diydem Deniz KOÇ
Balkona çıktım. Yaktım bir sigara. Ağlayarak başladım onla konuşmaya. Neden yanımda değilsin? Hiç mi kızmadın. Ne bu sessizliğin. Niye? Şimşek böldü gökyüzünü ortadan ikiye. Sesi duyuldu sonra. Bir anda yağmur başladı. Deli gibi bir yağmur. Rüzgar, sel, dolu… Hava karardı. Her yer zifiri karanlık. Oturduğum yerde dondum kaldım. Telaşlanan insanları görüp, şaşkınlığı atlatmam uzun sürmedi. […]
sahte kendilikler arasında gerçek ben’in izini sürmek-josef kılçıksız
Nesnelere hiçlik vurdurup geriye yansıyanın fotoğrafını çekiyoruz. Gerçekliğin hiç olmadığı, hiç kurulmamış olduğu noktadan dünyaya doğrulttuğumuz fotoğrafın kadrajı kusursuz bakışa olanak tanıyor. Hitlerin Yalta’dan sonra Stalingrad’a saldırısı, çadırında ağırlanıp seçim kampanyasını onun parasıyla kotardıktan sonra Sarkozy’nin Kaddafi’ye saldırması, ailece tatilini Bodrum’da geçirmesinden Şam Emevi cimisinde namaza uzanan süreçte aile dostu Esad’ın başına […]
kadınlar -şiyar buzcu
Ah kadınlar… Hüznün resmini çizerler Şiirini yazarlar Aynaya bakarlar Saçlarını tararlar Pusuya yatarlar Özümserler Özüne inerler. Pusulasızdırlar İklimleri ayırırlar saçlarıyla Yanıtsız bırakırlar Sorguya çekerler ruhlarını İntihar ederler gözlerinde Dirilirler masumiyet mahkemelerinde. Çıplaklıklarını gizlerler Göğüslerinden emzirirler umudu Aşk’la beslenirler Acıyı bal eyler Sızıyı nakış. Kaçış yok, bilirler Mültecidirler sonsuzluğa. Ah kadınlar… Mutluluğun resmini […]
I.Elizabeth Sanaz Seyed Esfehani -Çeviri: Turgut Say
Onu dün gece getirdiler… Bekleyip ne yapacağını görmek istiyordu. Eliyle kazıtılmış kafasını okşadı. Sonra bir de baktı o merdivenlerden yukarı çıkmış telefonun ekranına odaklanmış ve gelişi güzel tuşlara basıyordu…ondan birşeyler öğreneceğini umuyordu. Bir kez daha tekrarladı,” dün gece getirdiler ha?” dedi. Baktı onun bakışları telefon ekranından bayan C’nin ojeli ayak parmaklarına kaymış, peşinden […]
ç’iz’giler- toprak uçar
Dünyadaki en soğuk yer kutuplar değil, sevdiğin kişiden ayrı yattığın o yataktır. çünkü perdeleri de yaksan, dünyadaki tüm yorganları da örtsen üstüne, elektrikli battaniye de sersen altına, asla ısınamazsın. Dünyada ki en karanlık yerde mahzenler değildir mesela: ölüm kokusunun olduğu hastane odalarıdır, çünkü eskimiş bir sandalye üzerinde sevdiği kişinin öleceği günü beklemek zorunda olan insanların […]
Son Yorumlar